Sen Çok Yaşa, Jose Arcadio Buendia! Yüzyıllık Yalnızlık’ı ilk okuduğumda anlamamıştım; oysa kitabın arka kapağında son bin yılın en güzel eserlerinden biri olduğu yazıyordu. Lisedeki edebiyat hocama söyledim, tekrar oku, dedi. O zaman dinlemedim onu. Ama aradan yıllar geçince bir kez daha elime aldım Marquez’in bu büyülü kitabını. Bugünlerde
“Yüksek düşüncelere sahip olmak için basit yaşamak gerektiği evrensel bir gerçektir. İnsanlar basit yaşamaya son verdi. Yaşam artık daha karmaşık daha telaşlı bir hal aldı. Refah ön kapıdan girdi, hürmet, şiirsellik ve sükûnet arka kapıdan çıktı” A.K.Porter Mimarlığın Ötesi s.121
Reklam
Rakı Balık Şiir
Dün başka bir şehirden arkadaşlar geldi bize yatıya. Akşam yemeğinde balık yapayım dedim. Gittik eşimle hamsi, yeşillik falan filan aldık. Akşam onlar sohbet ederken ben de giriştim balığa. Masa kuruldu salatalar, mezeler, sohbet muhabbet... Arkadaşıma atar mıyız iki duble dedim. Atarız be dedi. Koyduk rakıları, şana şerefe noroc nazdroviya.. Arkadanda müzik açtım, böyle fasıl şarkıları, Türk sanat musikisi... bir anda halk müziği çalmaya başladı... Arkadaşım, Macar eşine dönüp, bu bizim Caner bir saz çalar uff dinlemeye doyamazsın dedi. Arkadaşıma döndüm o günler eskide kaldı. Artık bir elim sakat sayılır ne eskisi kadar uzun süre ne de iyi çalabiliyorum dedim. Olsun be dedi Macar hanfendi, dinlemek isterim dedi. Zülfü Livaneli'nden, Ahmet Kaya'dan, Arif Sağ'dan birkaç kuple dilimizin döndüğünce söyledik.. İş döndü dolaştı dünya müziklerine geldi. "Eğer dünya bir orkestra olsaydı o orkestranın şefi ya İran ya da Azerbaycan olurdu" dedim. O kadar muazzam. Şarkılar türküler şiirler derken. Konu konuyu açtı kitaplığa bir göz gezdirdim ve Hasan Hüseyin'den
Işıklarla Oynamayın
Işıklarla Oynamayın
kitabını çıkarıp Macar arkadaşa buyur bir oku dedim. A. okuyordu ama şiirsellik biraz tökezliyordu. Ben okuyabilir miyim dedim. 1 şiir 2 şiir 3, 5 derken okuduk da okuduk. Velhasıl kelam sohbet olursa rakı tatlı olur. Dün içtiğim rakı çok tatlıydı.
Bir bahçede gezindim. Kokusu etrafı sardı fakat dikeni çok acıttı. Büyülü bir hikaye anlatıp tam ninni misali uyuyacakken yüzüne su atılması gibi bir yalnız kalma hissi. Belki duygusal anıma geldi belki de bu kadar etkileyiciydi. Herkes kendine göre bir şey alır. Okumak istediğimi belirttiğimde tam senlik denmişti evet benlikti. "Sevgi doğru yol olurdu doğru davranışı sergiletir" düşüncesindeki kitap repliği hakikatte öyle olamadığının bir hikayesini sonlandırdı. Aradı? Buldu mu? Cevabı kitapta. Sevgi hangisinde gerçekti? Benim kitaptan cevabım; "İyilikler sevgiden doğar. Lakin sen yine de sevdiğini gördüğün iyiliğe göre ölçme, kalbine göre ölç, çünkü nefislerin özleri birbirine benzer yaratılmıştır. Benzerler birbirine rastlayınca nefis benzerinin güzelliklerini tanımayı ister. Bu istek onda parlak bir nura dönüşür. Nurda benzerine kavuşma yolunu aydınlatır. İçini yokla!" Karakter sahili neresi bilmedğini hissetti. Dalını toprağa verdi tutunamadı, varlığını yitirdi, kayboldu, ayakları kayboldu, yürüyemedi... Osmanlı zamanında ince nazenin işçiliklerin gerçekleştirildiği bir hikayenin içinde arada şiirsellik katılan güzel bir romandı. Kitap severlere duyrulur😊🌼😊
“Yüksek düşüncelere sahip olmak için basit yaşamak gerektiği evrensel bir gerçektir. İnsanlar basit yaşamaya son verdi. Yaşam artık daha karmaşık daha telaşlı bir hal aldı. Refah ön kapıdan girdi, hürmet, şiirsellik ve sükûnet arka kapıdan çıktı” A.K.Porter MimarlığınÖtesi s.121
Günümüzde fazlasıyla gördüğümüz acemice çıkarılan wattpadvari kitaplar
''Nasıl söyleyeyim, vıcık vıcık bir romantizm, hiç inandırıcı durmayan naif bir kendine inanç var gibi. Hiç risk almıyor bir kere, yani yazar sanki herkes tarafından kabul görmüş pozitif değerlere sahip çıkarak kendini sevdirmeye çalışıyor gibi. Hani vardır ya, şiirsellik kisvesi altında, bazen ortalık böyle buram buram leş gibi duygu kokmaya başlıyor.'' Kış Uykusu
Reklam
Buraya bıraktığım yazıların içinde her zaman bir şiirsellik bulabilirsiniz - hiçbiri şiir olmadığı hâlde. Bu da onların tadını artırıyor. İyi okumalar.
Rüya ♡
Hadi hadi yüreğim ha gayret Hele sıkı dur hele sabret Başını eğme dik tut Bu bir rüyaydı farz et ♡ Şiirsellik taşıyan şarkı sözlerine hayranım canım Sezen Aksu ♡ m.youtube.com/watch?v=wIdB7LZ...
Eğer bir yalan yeteri kadar şiirselse sonunda gerçek olur. Çünkü şiirsellik özünü yalanın ötesindeki hakikatten alır, yaşamın diğer tarafından. Orada iyi ve kötü, yalan ve doğru ağırlığı olmayan kavramlardır.” KARMAS
Duygusal durum raporu 7:
26.06.23-01.24 Ah, yine mi sensin uykularımı kaçıran? Kalbimin atışının da batışının da sebebi. Titanik gibi önce göklere çıkan sonra dibi boylayan zavallı kalbimin… Aşk batacağı baştan belli bir geminin yolcusu olmaksa ben henüz limandayken battım. Anladım, sevmedin beni. Anladım, kalbim kalbine hiç değmemiş. Anladım, pişman olmazsın sen haksızken bile. Ama n’olur dön. Ne istediğimi bilmez oldum. N’olur dön. Ağlamak nefes almak kadar rutin ve sıradanlaştı. Benim ol. Başkasının elleri senin saçının kıymetini bilmez ki. Kim böyle derinden sever seni her şeyinle, sorgusuz sualsiz? Sensizken odam bile tabuttan farksız. Lütfen gel. Sabrım kalmadı. Ne şiirsellik ne simgesellik, tek bir güzel betimlemem yok. Sadece gel. Ben savunmasız çırılçıplak bir kadın, indirdim gardımı. Kırdın beni. Depremsiz başıma yıkıldı her şeyim. Tek dayanağım bir kibrit ateşiyle can bulup bir rüzgarla sönüyor. Hepsinin sorumlusu sensin. Yine de gel. Gözlerimin feri söndü. Bir fırtınaya tutuldum, deryaya karıldım sanki. Kayboldum. Ama sen gel, kavuşalım. Bir astronotun en üzücü anısı nedir bilir misin? Dünyaya dönmek. Bir aşığınkiyse dünyasına dönenmemek. Dünyam, dön artık. Ya da bana gel de. Hangi galaksiye istersen gelirim. Evrenin en ücra yerlerinde, ansiklopedinin en kalın ciltlerinde, mikroskobik alemde hatta çekmece ve raflarda bile seni arayan ben değil miydim? N’olur kavuşalım. Hasretin her iklimini yaşadım. Her semtini ezberledim. Artık kavuşmanın ezgisini duymak istiyorum. Dizlerimin üstündeyim, yalvarıyorum. Gel.
Reklam
Noktalı Virgülü Görünce Gerçekten Bir Nefes Alıp Durup Düşünür müsün?
Yazarım; demeye cüret etmek daha önceki yazdıklarımdan bir aralık vazgeçmek değil midir? Bir buhran ya da ihtiras mı bu! Hastalıklı bir ihtiras hem de! Kemale ermeyen yani olgunlaşmayan her arzunun hasta ettiği bir adam mı olacağım. Bir fiilden bahsediyorum, bir edim barındırıyor bu söylemim; kalem oynatmak! Birazdan, yani bir özne olarak
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.