Rûz-ı mahşerde kâfirler, Allah'ım Sana inandıklarını idda edenler, Senin dinini bana sevdirmediler, deyip bizi şikayet etse, verecek cevabımız var mı?
Emin Kamil Ömer'e...
"Neden kızıyorsun, neden şikayet ediyorsun?" dedi. "İçinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun? Sizin gibi beş hissinden başka duygu vasıtası olmayanlar bu daimi korkudan kurtulamazlar. Asıl sebep ve nedenlere varabilseniz göreceksiniz ki en zayıf tarafımız dışımızdadır. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir.
Reklam
"Bu mahallede savaştan kaçarak köylerden göç edenler yaşıyordu. Yerinden edilmişlik evlerin yapılış biçimine sirayet etmişti. Karanlıkta kaybolmamak için el ele tutuşan insanlar gibi neredeyse hepsi birbirine bitişikti. Bu evleri yapanlar, tren vagonlarına benzeyen yapılara geride kalmış hayatlarından bir iz koymuşlardı sanki. "
Şevket, alacaklılarla karşılaşmamak için sabah karanlığında kendini sokağa atar, gece yarısına doğru eve girerdi. Ailede artık fırka kavgaları bitmiş, herkes kendi canının kaygısına düşmüştü. Yüzsüzlük o dereceyi bulmuştu ki bazen bağıra bağıra ötesinin, berisinin çalındığından şikâyet edenler bile işitiliyordu.
Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Hac yolunda ölenlere ve Allah yolunda gaza edenlere müjdeler olsun! Çoluk çocuğu çok ve kazancı az olup halinden şikâyet etmeyerek evine neşe ile girip gülerek çıkan kimsede hacılardan ve gazilerdendir. "
Zaten anlam dediğimiz şeyin kendisi bir hikâyedir. Hayatın anlamsızlığından şikâyet edenler genellikle hayta dair hikâyelerinin olmayışından yahut kişisel hikâyelerinin anlamsızlık üzerinden kurgulanmasından muzdariptirler. Zira hayatın kendi başına tek bir hikâyesi yoktur ve anlamlar/ hikâyeler, kişiden kişiye şaşırtıcı oranlarda değişir.
Reklam
617 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.