Bu kitabı uzun süre önce, belki de ilk kez şiir kitabı almak için kitapçıda gezerken gördüğümü hatırlıyorum. Alırken pek incelememişim belli ki çünkü neredeyse ağlayacaktım okurken. Ama sevinç ya da hüzünden değil, sinirden! (O kadar incelememişim ki yazarının şarkıcı Sıla olduğunu bile dün kitabın incelemelerini okurken farkettim.)
Okurken "Bu ne anlatıyo böyle?!", "Bu ne saçmalık?" ya da "Bunu gerçekten nasıl basabilmişlar?" dediğiniz kitaplar olur ya, işte tam öyle bir kitaptı benim için. Şiirlerinin hiçbir edebi değeri olduğunu düşünmüyorum. Bu durum kafiyeyle vs de alakalı değil. Ölçüsüz şiirleri okumayı çok severim. Ancak bu kitaptaki şiirler içimde can sıkıntısı dışında gerçekten hiçbir duygu uyandırmadılar. Sanki yazan canı sıkkınken değil de "canı sıkılmışken" yazmış bu şiirleri.
Bir kitap hakkındaki fikirlerimizin oluşabilmesi için en az 100 sayfa okumak gerektiğini düşünürdüm. Ama zaten 160 küsür sayfa olan bu kitabın 60 sayfasını dahi okumak bende gereksiz bir anksiyeteye sebep olunca dedim ki "Yok kardeşim, ben daha fazla okuyamam bunu.". Sonuç olarak okumanızı pek tavsiye etmem. Ama ille de okumak istiyorum diyen olursa adresini versin kargolayayım. En azından kitabın kendisine değil de kargoya boşa para vermiş olur :).
Sıla Gençoğlu
