Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sıla Şen

Sen aklıma gelince her şeyler gülümserdi. Ağaçlar şarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi.
Sayfa 62 - öyle günler gördüm ki…Kitabı okuyor
Reklam
“Ey dağların dertlerini dinleyen rüzgâr! Benim artık yalnız sana itimadım var. Gelmiş gibi uzaktaki seyyareden Yabancıyım bu gürültü dünyasına ben. Etrafımın sözlerine aklım ermedi, Etrafım da bana asla kulak vermedi. Senelerden beri hâlâ anlaşamadık, Ben de kestim anlaşmaktan ümidi artık. Gözlerimde hakikati sezen bir nurla Etrafımı süzüyorum biraz gururla.
Sayfa 58 - RÜZGÂRKitabı okuyor
‘’ Bana yalan söylemeni isterdim aslında… Çünkü insan ancak kaybetmekten çok korktuğu bir şey için yalan söyler.’’ ‘’ Senin için yalan söylüyorum elbette… Ama sana yalan söylemiyorum. Ama istiyorsan, bundan sonra onu da yaparım.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yasa koymaktan haz alıyorsunuz. Ama onları çiğnemekten aldığınız haz daha fazla. Okyanus kıyısında oynayan, durmaksızın kumdan kuleler yapıp, sonra da kahkahalar atarak onları yıkan çocuklar gibi.
Ah, bu insan yüzleri! Her şeyimizi bağladığımız, durmadan yanıldığımız, istediğimiz kadar bol hasletler, adilikler, iyilikler, kötülükler, delilikler, akıllılıklar, sevdalar yüklediğimiz insan yüzleri! Yanılsak da zararı yok! Bu yüze olmazsa ötekisine yükleriz saydıklarımızı. Yanılmamız muayyen bir insan içindir, insanlar için değil. O halde yanılmıyor sayılırız.
Reklam
“Bizim yaşama karşı duyduğumuz yabancılaşma, canlı yaşamdan tiksinecek, onun adını bile duymak istemeyecek ölçüdedir.”
Sayfa 124Kitabı okudu
Hukuk terminolojisinde, kadınların statüsüne saklı nüfus, deniyordu. Derdini gerçekten anlatabilen nadir hukuk terimlerinden biri: Saklı nüfus. Doğruydu. Çünkü kadınlar saklanmıştı. İntihar edene kadar da ortaya çıkmıyorlardı. Her evde en az iki adet silahın bulunduğu ilçede, sabah küçük, akşam büyük kız kardeş kendini vuruyor ve varlıkları resmi makamlar tarafından ancak bu şekilde öğreniliyordu. İntiharın cinsiyeti dişiydi. Erkekler kendilerini vurmayı akıllarına bile getirmiyordu. Ama kadınlar! Onlar, intihara bayılıyordu. İntihara tapıyorlardı. İlçenin bütün köylerinde intihar modanın kendisiydi. Saklı nüfus modası intihar!
“İçindeki bir şey - bir korku, bir ürkeklik hissi- öfkeni ifade etmene izin vermiyor. Onun yerine zayıflığınla gurur duyuyorsun. Duygularını derine gömüyor, sonra da hiç içerlemediğin için kendini bir aziz gibi görüyorsun. … Josef, azıcık intikam duygusu iyi bir şeydir. İçe atılan kırgınlıklar insanı hasta eder!”
Sayfa 290Kitabı okudu
“ Elbette acı çekeceksiniz, hayat görüşünüzün genişlemesinin bedeli bu. Elbette korkacaksınız, yaşamak tehlikede olmak demektir.”
Sayfa 272Kitabı okudu
“ Önceleri yeni bir başarının ışıltısına aylarca sürüyordu. Fakat yavaş yavaş daha çabuk sönmeye başladı; haftalar, günler, hatta saatler sonra sönüp gidiyor. Artık başarı hissi öyle çabuk buharlaşıyor ki tenime bile işlemiyor. Hedeflerimin sahte olduğunu düşünmeye başladım artık, sonsuz vaatler sunan çocuğun gerçek kaderi değildi onlar. Bazen yönümü kaybetmiş gibi hissediyorum: Eski hedefler artık işe yaramıyor, yeni hedefler icat etme hevesimi de kaybettim artık. Hayatımın akışını düşündüğümde aldatılmış ve tuzağa düşürülmüş gibi hissediyorum, sanki biri bana ilahi bir şaka yapmış, sanki hayatımı yanlış bir melodi ile dans ederek geçirmişim gibi.”
Sayfa 258Kitabı okudu
Reklam
“Hayır sorun rahatsızlıkta değil. Sorun, yanlış şeyle ilgili rahatsızlık duymanda!”
Sayfa 251Kitabı okudu
“… Sizin de benim gibi bir aşkınız veya tutkunuz oldu mu? Onu nasıl aştınız? Üstesinden nasıl geldiniz? Bu ne kadar sürdü?”
Sayfa 246Kitabı okudu
“…. Ben de sizin gibi rüya görüyor ve gece kâbusları yaşıyorum. Ben de sizin gibi korkuların neden gece hükmettiğini hep merak etmişimdir. Yirmi yıl düşündükten sonra, artık korkuların karanlıkta çıkmadığını; daha ziyade onların her zaman orada olan ama gün ışığının parlaklığında silinen yıldızlar gibi olduğuna hükmettim.”
Sayfa 239Kitabı okudu
“… Dışarıdan bakıldığında tatmin edici bir hayat yaşıyorum. Ama içeride bunalım hüküm sürüyor. Nasıl bir bunalım olduğunu soruyorsanız; zihnim bana ait değil sanki, bana yabancı ve ahlaksızca düşünceler tarafından işgal edilmiş gibi. Sonuç olarak kendimi aşağılık buluyor ve kendi dürüstlüğümden şüphe duyuyorum. … Cesaretim yok: Hayatımı değiştirmeye de onu sürdürmeye de cesaretim yok. Neden yaşadığımı bilmiyorum, her şeyin anlamını yitirdim. Yaşlandığım düşüncesiyle kafam fazlasıyla meşgul. Her gün ölüme daha çok yaklaşıyor olsam da ondan çok korkuyor, dehşete kapılıyorum. Yine de bazen aklıma intihar düşüncesi geliyor.”
Sayfa 194Kitabı okudu
“Zaten bu büyük alemde kendimizi ayrı ayrı düşünecek olsak mutlak değerimiz sanki nedir… Eğer birimizin bir kıymeti varsa o da diğerinin ona verdiği değerdir… Aşk muhakkak derin bir dostlukla başlar.”
Aşırı yalnızlık stresi ortadan kaldırmaz, tersine kendisi stres kaynağıdır. Yalnızlık hastalıkları besler.
Sayfa 144Kitabı okudu
Reklam
Hiçbir şeyin gizlenmediği bir sohbetin nasıl olacağını merak ediyorsunuz ya bence cehennemden farksız olurdu. İnsanın kendisini bir başkasına açması ihanete davetiye çıkarmaktır, ihanet de insanı hasta eder, öyle değil mi?
Sayfa 133Kitabı okudu
Nasıl ki kemikler, et parçaları, bağırsaklar ve kan damarları derinin altına gömülü olduğu için insan görüntüsü çekilir bir hal alıyorsa, ruhun heyecanları ve tutkuları da aynı şekilde hiçliğe gömülüdür; hiçlik, tuhun derisidir.
Sayfa 114Kitabı okudu
“Ümit mi? Ümit kötülüklerin en büyüğüdür!” ….. “Pandora’nın kutusu açıldığında ve Zeus’un oraya yerleştirdiği kötülükler insanların dünyasına saçıldığında hiç kimsenin farkında olmadığı son bir kötülük kalacak; o da ümittir.” …… “ Ümit kötülüklerin en büyüğüdür çünkü eziyeti uzatır.”
Sayfa 102Kitabı okudu
“Hayır, mesele benim az güvenmiş olmam değil, çok fazla güvenmiş olmamdı. Yeniden güvenmeye hazır değilim, bunu yapamam.”
“Bütün hayatım bir seyahate dönüştü ve hep dönüp geldiğim, evim diyebileceğim tek yer; hastalığım. “
Eğer seni kendime yasaklarsam bütün varlığını korkunç bir sansüre uğratmış olurum…
Reklam
“Tıpkı iki çocuğa benziyorlardı.” demişti bana. Ve bu düşünce onu korkutmuştu çünkü ancak çocukların her şeyi yapabileceklerini düşünürdü hep.
“Ben ağlamam” dedim kendi kendime. “Kurutamam gözyaşlarımı çünkü. Başlarsam duramam diye ağlamam. Bütün damarlarım, kemiklerim çıkar gözpınarlarımdan. Geriye tek bir derim kalır…”
Sayfa 347Kitabı okudu
Hiçbir şey dost değil bu evrende. İnsanların anlamasının zamanı geldi. Güneş sayesinde değil dünyadaki hayat. Güneşin dünyayı buharlaştırma arzusundan dolayı hayat var gezegende.
Sayfa 305Kitabı okudu
Ben kendime hayallerimden kanat yaparken o rüyalarını dev bir matkaba çeviriyordu. Biri gökyüzüne, diğeri cehennemin dibine giden iki ayrı yol. İki tünel…
Sayfa 260Kitabı okudu