Sıla El Chavo
@silakarademir_
54 reader point
Joined on September 2020
Sabitlenmiş gönderi
"İki kere iki yalnızca dört ediyorsa, iradenin lafı mı kalır! İki kere iki, iradem karışmasa da dört edecek. İrade bu mudur?"
Öyleyse dine uygun olan, dine uygun olduğu için seviliyor, aksine sevildiği için dine uygun olmuyor, öyle mi?
Çünkü Utopialılara göre, bir suçu tasarlamak, o suçu işlemekten farksızdır.
Reader Follow Recommendations
Az önce çok güzel bir söz okudum.
Hakan Günday "Hayat her bölümde ayrı bir hikayenin döndüğü neşeli bir dizi değil, sonunda herkesin öldüğü ve katilin bulunamadığı sıkıcı bir filmdir." diyor.
Hırsızlara en ağır cezaları verecek yerde, toplumun bütün üyelerine yaşama olanaklarını sağlasanız ve kimse kellesi pahasına çalmak zorunda kalmasa daha iyi olmaz mı?
Çünkü doğa herkese kendi yarattığını sevip okşama içgüdüsünü verir: Karga da maymun da kendi yavrularına gülümser yalnız.
Krallar, dostum, ikisini pek ayırmazlar birbirinden. Bakanı da kendilerine hizmet eden bir adam diye görürler.
Sıla El Chavo tekrar paylaştı.
Bir önyargı biçimidir aşk. İhtiyaç duyduğun şeyi seversin, sana iyi bir duygu veren şeyi, işine geleni. Dünyada tanıyabilsen daha çok seveceğin on kişi varken birine aşık olduğunu nasıl söyleyebilirsin? Ama asla tanımayacaksın o insanları.
"Nasıl ki bir manzarayı betimlerken düzlüğe çıkıp dağları ve yüksek yerleri, yüksek yerlere çıkıp düzlükleri gözlemleriz; halkın karakterini tanımak için hükümdar, hükümdarların doğasını bilmek için de halk olmak gerek."
"Zaten bunca kötülükten iyi bir şeyin çıkması mümkün değildi; böylesine mutsuz bir başlangıca mutlu son yakışmazdı."
"Ne çok insan ve ne büyük ıssızlık!"
"O tele dokunduğunuz an akordu bozuluyor. En iyisi onu kendi haline bırakmak."
"Ona çektiği acıları hatırlatan bu şeyleri neden saklıyor acaba?"
"Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca Cennete gidecektik ya da tam aksi istikamete..."
"...Sen bin sene hürriyeti hiç tecrübe etmemiş bir topluma hürriyeti bir tercih olarak takdim edemezsin. Hüsrana uğrarsın. Bugün dahi Türk toplumunun hür olmayı öğrendiğini zannetmiyorum. Siyasi tercihler bunu gösteriyor."
"Marguerite'in öyküsü kuraldışı bir olay; ama her gün rastlanan türden bir şey olsa, yazma çabasına değer miydi?"
