b
b
@silenceofthreepart
"İnsan, ancak, gizemli cümlelerle özgür olur."
193 reader point
Joined on February 2018
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Kitap, modern hayatı ve modern hayatın insanları zorla(?) sokmaya çalıştığı kalıpları, kısa zamanda değişen dünyaya ayak uydurma hızımızı, bu ayak uydurmada kendi benliğimizi ve değerlerimizi kaybetmemizi çok güzel anlatmış. Üç farklı hayattan bahsedip kısa süre içerisinde değişen toplumun doğurduğu nesil çatışmasına ve toplumun bu hızlı değişimine ayak uydurmayıp nerede durması gerektiğini bilmeyen, aitlik duygusunu kaybetmiş ve yozlaşmada kaybolup gitmekten son anda kurtulan kişilere değinmiş. Çok yönlü bir kitaptı ve çok başarılı toplumsal eleştiriler vardı. Bu hayatların birbirine bağlandığı nokta ve son kısımlarda söylenen bir kaç söz günümüz toplumunun çok kısa özetiydi resmen.
Kitabı düşündüğümde neler hissetmem gerektiğini ya da bu kitabın ne anlattığını inanın hiç bilmiyorum. Sadece depresyonun her boyutunun kusursuz bir şekilde anlatıldığını biliyorum. İnsan, ruhundaki katman katman olan karakterler arasında gezinip, gerçekte kim olduğunu bulmaya çalışırken dönüp dolaşıp yine aynı hiçliğin ortasına çöküveriyor bazen. Kalkıp toparlanmaya çalışıyor ama o gücü bulamıyor kendinde, debelendikçe de kendi çukurunu kendi kazıyor.
Beyninin içinde yaşadığın şeyler, gizli arzularının kurduğu hayaller gerçek hayatla bağını öyle bir koparıyor ki ne gerçek ne değil sen bile anlayamaz hale geliyorsun. Böylece kendi bedenine bile aitlik hissedemeyen, gölgesi dahil çevresindeki her şeye ve herkese yabancılaşan, fiziken var olduğu yerde ruhen var olamayan insana dönüşüp seni içten içe mahveden bir çöküş yaşamaya başlıyorsun. Bu duygular, depresyon daha önce bu kadar güzel ve saf bir şekilde anlatıldı mı bilmiyorum. Kitabın hem dışında hem de tam ortasındaydım okurken. Anlatım dili ve yazarın seçtiği kelimeler, kurduğu cümleler o kadar eşsizdi ki tamamen soyut olan duygular somut bir hale dönüşüp geldi göğsüme oturdu, bana derin nefesler aldıran bir sürü cümle okudum, hiç yaşamadığım duyguların insana ne denli acı verdiğini bu kadar iyi anlayamazdım. Bu kitabı okuyun demiyorum ama neden okumuyorsunuz arkadaşlar?
Dil ve kurgu açısından beni oldukça zorlayan bir kitap oldu, çok uzun zamanda okudum malesef. Olayları olduça az ve biraz da tahmin edilebilirdi. Bunların yanında sayfalarca süren tasvirleri ve geçmişe dönük uzun anlatımları olan heyecanı da biraz kaçırıyordu. Kitaptaki iyi şeyler ise karakterler oldukça sağlam temellere dayandırılarak, yüzeyselliğe oldukça uzak yazılmışlardı. Her karakterin üzerinde uzun uzun durumuş, düşünülmüş, ince ince işlenmişti. Kitapta yazılmış olan dünya da harikaydı. Fantastik kitaplar ayrıntılarla mükemmelleşir ve bu kitabın ayrıntıları, kurulan dünyanın inceliği olukça mükemmeldi. Baş karakterin zekasının sivriliği de oldukça güzel yazılmıştı. Son sayfalarda olan olayların heyecanı oldukça yüksek ve kitabın geneline oranla biraz da beklenmedikti.
Düşüncelerimi özetlemek gerekirse, zor okunan bir kitap olsa da okurken size oldukça zevk veren sizi edebi açıdan tatmin eden bir kitaptı. Böyle ağır fantastikleri seviyorsanız önerebilirim ama sevmiyorsanız pek sizlik değildir sanırım.
Reader Follow Recommendations
Zweig'in kitaplarını düşünürken kafamda hep en çok sevdiklerimi sıralamaya çalışıyorum, önceleri hep Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ilk sırada olurken Amok Koşucusu'ndan sonra bu durum bir tık değişti.
Her kitabında insani duyguları ve aşkı farklı bir tarafından tutup yazan Stefan Zweig, bu kitapta da "saplantı"nın bambaşka bir boyutunu okutuyor bize. Duyguları o kadar güzel yazıp işliyor ki kendimi hikayenin içinde buluyorum hemen. Hiç tanımadığınız bir insan tarafından yazılmış satırların size bu denli duygular hissettirmesi hatta içinizde bir yangın başlatması güzel mi yoksa kötü mü bir türlü karar veremiyorum ama Zweig'i tanımanın, bana, belki de hiç yaşayamayacağım duyguları tattırdığını çok iyi biliyorum.
Kitabı her düşündüğümde ilk okuduğum zamanki duyguları tekrar hissediyorum. Hisleri bu şekilde kaleme alabilmek için insanın yaşaması gerektiği şeyleri düşünüyorum, büyük acılar giriyor işin içine. Sanırım en sevdiğim kitaplardan bir tanesi bu kitap.
Hristiyan ve yahudi insanların birbirlerine olan nefretlerini, aşağılamalarını; adalet sisteminin nasıl yanlı olduğunu ve biraz zeki isen nasıl açık bulabileceğini, kendi lehine çevirebileceğini gösteren bir kitaptı. Konuşanın, erkek kılığına girmiş bir kadın olduğunu öğrenselerdi, dönemin kadına bakış açısını tamamen değiştirecek harika bir mahkeme sahnesi vardı. Kitap, ilk okuduğumda çok bir şey ifade etmemiş olsa da hakkında yazılmış incelemeleri ve makaleleri okuduğumda daha anlamlı hale geldi. Bu tarz kitapları bitirdikten sonra internetteki yazıları okumayı çok seviyorum. Okurken fark etmediğim ayrıntıları görüyorum ve kitaba çok farklı bir gözle bakabiliyorum.
Oyun olduğu için çabuk okunan, çok güzel bir kitaptı
