Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İNSAN BİRİKTİRMEK Hz Ömer (ra) bir gün dostları ile otururken; “Allah’ın kabul edeceği tek bir dileğiniz olsa ne isterdiniz?” diye sormuştu. Oradakilerden biri: “Ben şu oda dolusu gümüşüm olsun da onu Allah yakında harcamak isterim.” dedi. Bir başkası: “Bu oda dolusu mücevherim olsa da Allah
"İNSAN BİRİKTİRMEK" ~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~* Hz Ömer (ra) bir gün dostları ile otururken; “Allah’ın kabul edeceği tek bir dileğiniz olsa ne isterdiniz?” diye sormuştu. Oradakilerden biri: “Ben şu oda dolusu gümüşüm olsun da onu Allah yakında harcamak isterim.” dedi. Bir başkası: “Bu
Reklam
268 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Necip Fazıl Kısakürek’in, 1934 yılında D Grubu Resim sergisinde yaptığı «Beklenen Sanatkar» adlı konuşmasından, 21 Mayıs 1983 Cumartesi günü (vefatından 3 gün önce) Basında 50. yılını dolduranların Şilt Törenine gönderilmek üzere yazdırdığı satırlara kadar, her biri kesif ve keskin bir fikir ve aksiyon ruhu ifade eden, muhtelif yerlerde verdiği kısa konferans ve hitabeler... Muazzam bir kitap.
Hitabeler
HitabelerNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 1999146 okunma
Gezegenimiz nasıl petrolle doldu? / Planktonun gücü adına
Dünyadaki petrolün büyük bir kısmının, antik okyanusta yüzerken günışığını fotosentez yoluyla organik moleküllere dönüştüren planktondan kaynaklandığı göz önünde bulundurulduğunda bütün bunlar inanılmaz gelir. Bu canlılar ölünce bedenleri okyanusun dibine çökmüş ama burada yeterli oksijen olmadığından çürüme gerçekleşememiştir. Enerjiden zengin kalıntıları silt, kum ve diğer inorganik maddelerle karışarak kalın bir organik tortuya dönüşmüş ve zamanla çökel tabakaları altında kaybolmuştur. Tortu, çökel tabakalarının üst üste yığıldığı milyonlarca yıl boyunca daha da derine gömülmüştür. 3 kilometre derinliğe ulaştığında, alttan gelen isi ve yukarıdan gelen basınç, organik molekülleri pişirerek daha basit hidrokarbon zincirlerine ayırmaya başlamıştır. İlk ürün, kerojen adı verilen mumsu bir katı maddedir. Bu maddenin daha da çok bozunuma uğraması, diğer bir deyişle "kırılması", petrol denilen sivi hidrokarbon karışımını ve bunun yanı sıra metanı veya doğal gazı meydana getirmiştir. Sıcaklık çok yüksek olduğunda, organik maddenin tamamı bozunarak metana dönüşmüştür. Bu "aşırı pişme", genellikle tortunun 5 kilometreden daha derinde olduğu yerlerde gerçekleşir.
304 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
1935 yılında Haber gazetesinde tefrika edilen Çingeneler, 1939 yılında kitaplaştırılmış. 1942 yılında CHP roman yarışmasına katılmış bu kitapla Osman Cemal Kaygılı. CHP bir zamanlar böyle yarışmalar yapıyormuş. Sait Faik “Osman Cemal’in Çingeneler’i muhakkak bir şaheserdir.Osman Cemal’in bu kitabı için röportaj kokuyor demişlerdi.Kokladım, mis gibi şaheser, bir hakiki roman, avantür romanı kokuyor.Fazla olarak bir de örf ve adet romanı” demiş. Harmancı, göçebe Çingenelerle, Sulukule, Ayvansaray’da oturan yerleşik çalgıcı, şarkıcı Çingenelerin yaşamlarıyla ilgili geniş ayrıntılar barındıran kitabı ilgiyle okudum. Nega kesko Anadoli nekler Usti şilt e gumira ya vinera Kaven tuki bahtali dünira Leki te Bakira Capa miski…”  Tercümesi:  Amcamın öküzleri, Anadolu yakasından Rumeli yakasına geçtiler. Onlarla birlikte seni alacak dünürler de geldiler. Uğurlu kademli olsun kız!… Durma kalk artık, ortalığı süpür, her şeyi derle topla… Ve yeni kalaylı bakırları al, pınara koş, dünürlere pınar suyu getir.(syf 94)
Çingeneler
ÇingenelerOsman Cemal Kaygılı · Can Yayınları · 2019270 okunma
1008 syf.
10/10 puan verdi
KARAMAZOV KARDEŞLER / Dostoyevski (1880)
Bu kitap için benim gibi bir amatörün yapması ne kadar doğru bilmiyorum ama son noktayı Freud koymuştur zaten. Ona göre bu kitap "gelmiş geçmiş en mükemmel roman"dır. Haksız da sayılmaz. O kadar derindir, bir sürü sıradan durumun felsefik ve psikolojik incelemesini o kadar iyi yapar ki Freud’a hak vermemek elde değil. Birbirinden farklı mizaçlara sahip dört kardeş ve onların delişmen babalarını anlatır bu kitap. Başlanıp başlanıp bitirilemeyen, rafa konan, tekrar alınıp başlanıp yine bitirilemeyen nadide bir kitaptır. Zaten hacmi itibariyle bitirebilenlere şilt verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dostoyevski bu eserinde Rus aile yapısına, kilise-toplum ilişkilerine, rahiplerin kendi aralarındaki ilişkilere, gelir adaletsizliğine, yoksulluğa hatta Rusya ile Polonya arasındaki sorunlar üzerinden dış politikaya bile değinir. Kitabın son bölümünde ise Savcı Ippolit Krilloviç aracılığıyla dönemin Rusya’sı hakkında bütün eleştirilerini dile getirir. Çok zor ve yorucu bir kitap ama pes edilmezse belki dünya edebiyatının en değerli kitabının okunmuş olacağı gözden ırak tutulmamalı. Sabırla okuyalım ve okutalım.
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202134,8bin okunma
Reklam
Amschei Moses Bauer adk (Aşkenaz) Yahudi bir kuyumcu 1750 yılında Frankfurt’a (Almanya) yerleşmeye karar verir ve ‘Judenstrasse (Yahudi Caddesi) bölgesinde bir dükkan açar. Bauer’in dükkanın kapısının üstünde işinin bir sembolü olarak ‘kırmızı bir şilt’ (Roth=Kırmızı, Schild-Şilt) asmıştı. İlginçtir ki bu sembol daha sonra devrimci doğu Avrupa Yahudilerinin ‘kırmızı bayrağına’ dönüşecektir. Amschei Moses Bauer’in 1743’de bir oğlu oldu ve ona Amschei Mayer Bauer adı verildi. Baba Bauer, 1754’de Mayer daha onbir yaşındayken öldü. Fakat Mayer küçük yaşma rağmen, tefecilik işinin bütün sırlarını ve inceliklerini öğrenmişti. Aslında babası onun bir ‘Haham olarak yetişmesini istiyordu, ama ömrü vefa etmemişti. Babasının ölümünden birkaç yıl sonra A. Mayer Bauer, Oppenheimer Baıık’da memur olarak işe başladı. Bankacılık işinde yeteneğini kanıtlayan Bauer, bankanın küçük ortaklarından biri oldu. Daha sonra Frankfurt’a babasının kurduğu işe geri döndü. Kırmızı şilt hâlâ kapının üzerinde duruyordu. Bauer ‘kırmızının143 gizli anlamını çok iyi biliyordu. Bu nedenle yeni bir aile ismi almaya karar verdi. Böylece Almanca ‘kırmızı şilt’ anlamına gelen ‘Rothschild’ adı ortaya çıktı. Amschel Mayer Bauer 1812 yılma kadar yaşadı. Bauer’in beş oğlu olmuş ve hepsi birer finans uzmanı olarak yetiştirilmişlerdi. Oğullarından Nathan çok yetenekliydi ve yirmibir yaşında ‘Bank of England’ı (İngiltere Bankası) kontrolü altına almak için İngiltere’ye gitti. Bu kontrol, diğer kardeşleri ve babası ile bağlantılıydı. Böylece Avrupa’da ilk defa “Uluslararası Bankacılık Tekeli” kurulmuş oldu.
İndi bu uşaqların yanaqlarından qan dammalıydı, çöhrələri gənclik təravəti ilə dolub-daşmalıydı. Amma kiminsə sərt, qaba, zəmanənin özü kimi amansız əlləri onları əzmiş, bütün cizgilərini dəyişib eybəcər hala salmışdı, cındır parçası kimi şiltə-şiltə etmişdi.
Sayfa 101 - Parlaq İmzalarKitabı okudu
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.