hatırla ikrar etmeye şayan bir hasıla var mı şimdi hani savaş patladığında sevdiğim kız koynundan senin artık çıkmam deyivermişti bunu bir fısıltı halinde çarçabuk ve yeminle söylemişti yeminle çünkü yemindi olduran olduracak olanı yemindi aşkın aşkla bakıştırıldığı sahra o gün bu gündür savaş denildiğinde zira yemin zamanlarından başka şey
perspektif
Dünyadan bakan bir insan ayı yukarıda görür. Aydan bakan bir insan ise dünyayı yukarıda görür. Yani uzayda yön kavramı, varlığını bulunduğunuz konum borçludur. Einstein, göreceliliği bilimsel bir temele oturtunca göreceliliğin kendisi dışında çoğu şeyin göreceli olduğu anlaşıldı. Bu olay sadece insan ilişkileri bağlamında değil doğal dünyada da
Sayfa 122 - Luna YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İstanbul'da deniz gören daire
Ev sahibine, - Beyefendi, dedim, siz deniz görür demiştiniz sanırım. Yoksa duvara deniz resmi asılıp da ona mı bakılacak?... - Vay, ne demekmiş!... Evimden deniz görünmüyor mu? Hani, nerdeyse, evime deniz görmüyor dediler diye bizi evine hakaretten mahkemeye verecek. - Vallahi, affedersiniz, dedim, maksadım evinizi kötülemek değil... Ne ben, ne
Nesin yayınlarıKitabı okudu
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Türkiye nedir? O her zaman birileri tarafından aranan bir şeydi. Ne olduğunu henüz bilmeden sevenler tarafından, ne olduğunu en başından sezip de sevmeyenler tarafından, ne olduğunu henüz bilmeden sevmeyenler ve ne olduğunu en başından sezip de sevenler tarafından. Ona ait olanlar, ona yaslananlar, ona tapanlar tarafından. Ona itiraz edenler,
Reklam
“Denize düşen üç kardeşin bir Hawaii adasına sürüklendiği bir hikâye okumuştum. Bir söylence aslında, eski zamanlardan. Çocuktum okuduğumda, detayları tam olarak hatırlayamasam da şöyle bir şeydi: Üç erkek kardeş tekneyle balığa çıkıyor, fırtınaya yakalanıp sürükleniyorlar, tekneleri batınca uzun bir süre denizde yüzüp sonunda ıssız bir sahile
Doğan KitapKitabı okudu
Biraz uzun ama çok komik
(...) "Dur, kıpırdatma. Allah aşkına nasıl yaptın bunu!" Ayağa kalktı, hızla banyoya gitti, birkaç saniye ardından elinde sargı bezi ve birkaç şeyle döndüğünde acıdan elimin titreyişi iki katına çıkmıştı. "Tamam, tamam, dur... Sakin ol..." Sinirlerim öyle bozulmuştu ki gözümden birkaç damla yaş akıp elime damladı "Heh, bir de ağla. Aferin." Söylene söylene elimi sargı beziyle satarken onun da ellerinin titrediğini fark ettim. Başımı kaldırdım, burnumu çeke çeke, ağlaya ağlaya konuştum. "Senin neden ellerin titriyor!" "Ben de bilmiyorum. Kendi elimi kessem bu kadar kötü olmazdım." Titreyen elleriyle titreyen elimi sardıktan sonra endişeyle yüzüme baktı. "Anlaşıldı. Seni asla mutfağa sokmayacağız sulu göz." Gözyaşlarımın arasından gülerek ona sarmak için öne atıldım, tam o an ona sarılmak için dizimi yere dayadığımda lanet olası dizim lanet olası cam parçalarının üzerine geldi! Orada olduklarını tamamen unutmuştum, küçük bir çığlık koyverdim. "Ah! Bacağım!" İzmir! Ne yapıyorsun sen!" "AH!" (...) "Kafayı yiyeceğim şimdi! Kendini öldürmeye mi çalışıyorsun!"(...)
Sayfa 228 - Indigo yayın eviKitabı okudu
_ yine mi bu salak diziyi izliyorsun kızım sen? _ neyi varmış dizinin ben çok seviyorum! _ sıradan bir aile işte oturup yemek yiyorlar, misafirliğe gidiyorlar, birlikte aptal şarkılar söylüyorlar...ne anlıyorsun bütün bunlardan? _ ya abi ben çok şey anlıyorum...mesela bize bak, ablam sürekli o züppenin peşinde , annem dersen babamla hep tartışıp odasına çekiliyor, ya sana ne demeli gece gündüz bilgisayarda oyun game ower yapıyorsun.... _ bizim aile böyle kızım işine gelmiyorsa başka bir yer bul kendine ha ha ha ha! _ hiç komik değil abi git ya başımdan bırak da filmimde doğru düzgün bir aile ortamı izleyeyim, sıcak bir yuvaya ihtiyacım var benim!. _ şimdi anlaşıldı senin neden bu salak... belki de salak değildir dur ben de bakayım biraz! _ bak bak iyi bak abi sen de seversin ailemizi....
Hanife Çıta
Hanife Çıta
Bir ninenin sözü kulağına küpe olsun: Hele önce yaşa! Önce çiğnen bakalım! Sen de çiğne! Hele burnunun ucuna kadar, şuraya kadar dol, ensende boza pişsin hele, yüreğin yüzükoyun yerlerde sürünsün bir; bu işi ancak o zaman tekrar konuşabiliriz. Ama şimdi delilik etme, anlaşıldı mı? Şimdi buradan çek git, gözümün nuru! O senin yerin dibine geçesi bir avuççağız ömrün benim için nedir ki? Senin olsun!
Sayfa 33
323 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.