DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
Sahip olmak ya da Olmak
Mala, mülke, şöhrete, insana, bilgiye "sahip olmak" demek, onları ele geçirmek, kendine mål etmek. onlara egemen olmak ve dilediğince kullanmak anlamına gelir. Ama bu maddesel sahip oluşların sonu yoktur. İnsan hiç bir za- man yeterince şeye sahip olamayacaktır. Çünkü maddesel olan, elle tutulan aldatıcı ve geçicidir. Bu nedenle
Reklam
Şimdi bunlar imkansız hale gelmişti. Zeka seviyem 70 iken Alice’den ne kadar uzakta idiysem, şimdi bu seviye 185’e yükselmiş olmasına rağmen ondan o kadar uzaktaydım. Ve bu kez, bunu ikimiz de biliyorduk.
Koridor Yayıncılık
“Ne olurdu? Birbirimize birkaç sene sonra tesadüf etmiş olsaydık! O zaman hayatımız belki bambaşka bir şekil alırdı. O zaman sana tabi olur ve bundan zevk duyardım. Fakat şimdi, hiçbir faydası olmadığını bile bile, yanlış ve manasız bulduğum şeylere oyuncak olmak, bütün sevgime rağmen imkânsiz...”
Sayfa 230Kitabı okudu
Ateistler der ki Tanrının bilimden geri kalması imkânsız. Bilimsel bir kitap göndermemiş olması onun aslında olmadığına işarettir. Bunlar Hz. Adem yatırılır yaratılmaz bak Adem biliyorum senin şu an önceliğin çoğalmak ama bilim ihmale gelmez. Al bu kitabı eline senden bir çocuk sma hastası olarak doğacak olursa gideceğin doktorun gen tedavisini nasıl yapacağı yazıyor burda ona ver bu kitabı beni Allah gönderdi de o uygulayıp iyileştirecek çocuğunu. Oysa daha ortada ne çocuk var ne hastane ne doktor. Arap kavimler bille yazıya Kuran'dan sonra geçmiş. Şimdi Allah bilimsel kitap yollasa dese ki peygamber ey kavmim çocuklarınız annne karnında 3 evreden oluşuyor haberiniz olsun. Adamlar, kız olursa 3 defa mı gömeceğiz diyecekler. Bu adamlara bilimi nasıl anlatmayı düşünüyor acaba bu zihin yapısındakiler
Lao Tzu’nun severek anlattığı hikâye
Kralın bile kıskandığı kadar beyaz, muhteşem bir atı olan çok fakir bir ihtiyar varmış. Kralın bu ihtiyara at karşılığı teklif etmediği zenginlik, şan, şöhret kalmamış lakin ihtiyar hiçbir zaman bu teklifleri kabul etmezmiş. “Bu at, bir at değil benim için... Bir dost... İnsan dostunu satar mı?” dermiş hep. Bir gün uyandığında atın yok olduğunu
Sayfa 82 - Destek YayıneviKitabı okudu
Reklam
Her şey değişir de şu insan yok mu, insan zor değişir. Kendimiz bile güzel olanı bilir, doğru olanı anlar ama yine de değişmeye direniriz. Ne tuhaf. Kızılırmak'ın aynı kitabında geçer: "Bir şey bulmuştum. Yaşamayı kolaylaştıracak, güzelleştirecek bir şeydi. Unuttum sonra. Yine kendim oldum, kaçınılmaz ve imkânsız kendim." Belki bir
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.