Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Simge
Simge
@simkskn
İnsan Kaynakları Yönetimi
Antalya
Edirne, 18 Aralık 1995
357 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Murathan Munganın kalemine hayranım gerçekten nasıl güzel yapabiliyorsun be adam ee birde kadın dünyasını ve kadın ,kadınlığın röntgenini çekmişçesine iç dünyamıza nasıl bu kadar iyi analiz etmesi takdire şayan .Kitapta kadınların iç dünyası ağırlıklı olmak üzere çok fazla konu başlığı işleniyor. Başlıklar Karekterimiz Tuğde(5 yaşında) ve onun
Olağanüstü dili ve upuzun cümleleriyle insan ilişkilerine dair oldukça etkileyici,can sıkıcı can yakan,iç sıkıştıran fakat vurucu tespitleriyle insanı derinden etkileyen bir yazar Marias.Beyaz Kalp,Karasevdalılar kitaplarını okuduktan sonra bende Madrid'in yollarına düşmeme az kaldı dedirtti ve aklım ne zaman sabitleyemediğim düşüncelerle dolu olsa,kararsız işin içinden çıkamayacak gibi olsam elim dönüp dolaşıp Marias'a okuduğum kitapları tekrar açıp çizdiğim sayfaları okumaya gitti. Yarınki Yüzün serisini okumadan önce yazarla haşır neşir olmak cümlelerini daha iyi özümseyebilmek için başlangıç olarak okudum.Fakat cok güçlü bir seri var karşımda ama kıymetli kelimeleriyle ,insan ilişkilerine dair çarpıcı tespitleriyle beni dönüştüreceğini hissediyorum.Ateş ve Mızrak'da M16,Deza,Wheeler ile tanıştık, Madrid sokaklarında gezindik.İkinci cildinde neler olacak bakalım.
3 ayrı karaktere bürünen yazar 3 farklı kalem gibi yazmış..
Çok severek okuduğum bir kitap oldu İşin aslı,Judit ve sonrası.Elimde süründürdüm kitabı bitmesin diye,altı çizile çizile hayran olarak okudum insana dair yapılan doğru ve bilimsel psikolojik yansımalarını. 20.yüzyıl başlarında Orta Avrupa'da yaşayan bir çiftin hikâyesi.Kitapta olaydan ziyade insanların içsel,duygusal dünyalarına yolculuk var ve bunlar sizi düşünmeye ve derinden sorgulamaya yönlendiriyor.Ama son derece akıcı ,hem içine alan hem de kolay okunan bir kitap.Çok doğru ve vurucu tespitler var.Ama salt bir aşk romanı da değil.O dönemin sosyal sınıflarını ve bunların insan ilişkilerine etkisini ,iki savaş arasında toplumun ahlaki yapısını çok güzel aktarmış yazarımız. İkinci defa okuyorum ve daha özümsemiş olduğumu hissettim kitabı, ama arada açıp altı çizilenleri okuyacağım çünkü bitince büyük bir boşluğa düştüm.Bu boşluğu Marcel Proust ile tamamlamayı düşünüyorum bakalım.
Okur Takip Önerileri
Ivan Turgenyev'in Babalar ve Oğullar romanını tanımayan yoktur heralde,zira kendisi felsefe derslerinin vazgeçilmezlerinden birisidir.Bunda Turgenyev'in en tanınmış eseri olması büyük elbette ama asıl nedeni kendisinin nihilizm üzerine yazılmış ilk roman olmasıdır.Nihilizm nedir diyecek olursak da ,19.yy ortalarına doğru gençlerin arasında yer edinmeyi başarmış,her şeyi anlamsız,değerden yoksun gören bir felsefi bakış açısıdır.Daha doğrusu herşeyin sorgulanmasını,düzenin ve onun aşıladığı değerlerin yok sayılmasını ele alır.Tamda bu yüzden eserin yayınlandığı yıl büyük bir yankı uyandırmış ve Turgenyev ülkeyi terk edene kadar da ortalık durulmamış.Bana sorarsanız eğer Babalar ve Oğullar'ı benim için klasik bir jenarasyon hikayesidir.O dönemmin Rusyasında var olan iki nesilin birbiri ile olan çatışmasını ele alır ve bunu sıradan iki aile Bazarovlar ve Kirsanovlar üzerinden anlatır.Genç nesil dönemin her entelektüel genci gibi birer nihilist ve neredeyse birer bolşeviktir.Onlara göre babaları fazla romantik,fazla geleneklerine bağlı bireylerdir.İşte bu iki gencin tatil için memleketlerine gelmesiyle başlar tüm hikaye.İlk olarak sıradan bir toprak ağası olan Kirsanovlar daha sonra ise oldukça dindar olan Bazarovlar ziyaret edilecektir.Gelgelelim ki ziyarette umdukları gibi gitmez.Peki ama nolur? işte bunu okuyunca öğreneceğiz.Ama şu kadarını söyliyim ,eğer daha benim gibi geç kalmak istemiyorsanız Babalar ve Oğullar'ı okumalısınız.Kocaman tavsiye..
Aslında her şey 30 senedir Wall Street'te avukatlık yapan anlatıcının yanına yeni gelen bir katip almaya karar vermesiyle başlar.New York'taki bürosunda Kıskaç ve Hindi lakabına sahip olan iki katip çalıştıran avukatımız,artık çalışanlarının yaptığı işten pek memnun değildir.Özellikle Hindi'nin bitmek bilmez siniri Ve Kıskaç'ın her saat başı büroya gelen alacaklıları yüzünden tüm büronun işleri aksamaya başlar.Hal böyle olunca yeni bir katip aramak şart olur.Avukatımız oldukça şanslı biri olacak çok geçmeden gönlüne göre bir katip bulur.Mr.Bartleby Hindin ve Kıska'çın aksine oldukça çalışkan,düzenli ve disiplinli çalışandır.
Kendisine verilen tüm görevleri en kısa sürede eksiksiz bir şekilde yerine getiren katip kısa sürede büronun en gözde elemanı haline gelir.Ta ki o güne kadar.Avukatımız o sabah alışıldığı üzere,Mr.Bartleby'den acilen bir evrak kopyalamasını ister.Bizim katip bunu yapmak konusunda oldukça pekte istekli değildir ve patronun kendisine verdiği görevi "yapmamayı tercih ederim" sözleri ile geri çevirir.Karşılaştığı bu tutum karşısında şaşkına uğrayan avukatımız ne yapacağını bilemez.Oysa bu daha tüm olayların başlangıcıdır .Ünlü Amerikan yazarı Herman Melville'ın 1853 yılında kaleme aldığı bu eseri kısa öyküsü bireyin yalnızlığını ve bunun meydana getirdiği kayıtsızlık ile toplumun bununla başa çıkamayışını ele alır.Gogol'un Palto eseri ile kıyaslanan bu kült öykü ,20. yy edebi akımının öncüsü olarak görülür.
