"Madem S.T. Nicholson'sın, neden yüksek lisans programındasın?" Şeytani gülümsemesi yüzünden kayıp gidiyor, dudakları inceliyor. "Olumsuz bir eleştiri hem işime hem de karakterime saygısızlık etti. Çalışmalarımla ilgili pek çok eleştiriye alışkınım ve inanın bana bu beni zerre kadar rahatsız etmiyor. Çalışmalarım herkese göre değil, bunun gayet farkındayım. Ama birinin karakterime saldırması, beni böyle aşağılık şeylerle suçlaması, kendimi kadınlara zorlamakla itham etmesi ..." Öfkesini yutuyor. "Beni sarmal içinde bıraktı. Biraz diş gösteren hikayeler yazdığım için başka nelerle suçlanacağım korkusuyla yazamaz hale geldim. İlhama ihtiyacım vardı. İlham perimi bulmam gerekiyordu." Bir elini saçlarımda gezdiriyor. "Ve sonra buldum. Seni buldum."
Reklam
Kavrayışından geri sıçrıyorum, kıçımı masasına çarpıyorum ve acıdan tıslıyorum. Ellerini arkamdaki masaya dayayarak beni engelliyor ama beni tekrar öpmeye çalışmıyor. "Evimde ne yapıyorsun, ilham perisi?" diye mırıldanıyor. "Sonunda oynamaya mı geldin?" "Sen S.T. Nicholson'sın," diye suçluyorum, dudaklarım hâlâ karıncalanıyor. "Değil misin?" "Maskemi bulmuşsun." Maskeyi almak için etrafımda dolanıyor. "Bir maske saplantın olduğundan şüpheleniyorum. Takayım mı?"
When I kill a man, I do it with my sword, but people like you don't use swords. You gentlemen kill with your power, with your money, and sometimes just with your words: you tell poeple you're doing them a favor. True, no blood flows, the man is still alive, but you've killed him all the same. I don't know whose sin is greater - yours or mine.
Kimse tek kişi değildir, sen, kabil, aynı zamanda habil'sin, Ya sen, Ben, ben bütün kadınlarım, onların bütün adları benim adım, dedi lilith.
“Sen nasıl bir acısın ki, sevinç sin sen -- bitmeyen bir tümce sin sen.”
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.