Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sinem

Şimdi buradan bakınca, uzun bir boşluğa yazılmış kısa hikayeler görüyorum sizin orada. El yazısıyla, kahkahayla ve gözyaşıyla. Artık anlıyorum, insan görkemli güzelliğini ölene dek bilemiyor. Ne dünyanın, ne kendisinin. Kalbin terazisi, yitirilmemiş hiçbir şeyin kıymetini hakkıyla ölçemiyor. Oysa bir bilseniz, ah bir bilseniz... Birbirine dokunan elleriniz, bir kitabı aralayan parmaklarınız, şarkı söyleyen dudaklarınız, İnce tebessümleriniz, çiçekli sevinçleriniz, heveskâr hayalleriniz, kırılgan kalplerinizle siz ve sahilleri döven köpük köpük dalgalarıyla, ardıç ağaçları, ötücü kuşları, şaşkın sincapları, sabah serinlikleri, öğlen güneşleri, akşam rakıları, kırmızı kirazları, revnaklı yıldızları, her defasında muhakkak sabaha uzanan geceleri ile dünya, ne güzelsiniz. Kahraman, korkak, şefkatli, ahmak, geçici, az sonra eriyecek bir kar tanesi kadar geçici ama güzelsiniz... Bir hayatım daha olsa, korkmadan dokunmak için yaşardım onu. Bir keklik beslerdim ellerimle, varsın uçsun sonunda. Bir çiçek büyütürdüm, varsın solsun sonunda. Bir omuz ısıtırdım, varsın gitsin sonunda. Dokunurdum. Ben eriyene dek, o eriyene dek, biz hiçleşip karışıncaya dek bu derin boşluğa, dokunurdum.
Sayfa 314 - hep kitapKitabı okudu
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
Dokunmadan
DokunmadanNermin Yıldırım
8.6/10 · 5,7bin okunma
NE ARADIĞINI BULSAN, ARADIĞINI DA BULACAKSIN.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Konuşmanın alışmak, alışmanın da sevmek gibi yan etkileri oluyor. Ama siz insanlar da ne kolay alışıyorsunuz be. Yabancılara bile. Hatta hep yabancılara. Sonra da aslında hiç gelmemiş birilerinin gidişine üzülerek geçiyor hayatınız.
Birbirine dikkatle bakmayı becerenlerin, başka pusulaya ihtiyacı yoktu belki.
Reklam
Gerçi hayat hakkında da pek az şey bilmene rağmen yaşıyorsun işte. Takılma yani. Bazen ne hissettiğin ne anladığından önemli.
Ne var ki insan ölürken en çok hayallere geç kalıyordu. Vakit daralınca bütün kolaylar zorlaşıyor, mümkünler imkansızlaşıyordu.
Yaşa, nereye yaşayacaksan! Dağlarda kamp kur, deniz kıyılarında yürü, ağzını göğe dayayıp yağmur damlalarını yala, yosun kokulu şarkılar dinle, kalbini kıran şiirler oku, yüksek tepelere çıkıp var gücünle ulu, yaşlı bir çınarın altında uyu, sevgilinin şehvetli kollarında uyan, şarapla sarhoş ol, aşk acısıyla ayıl, hadi ne varsa eksik bıraktığın tamamla, hepsini doya doya yaşa.
...talihe bel bağlamak ancak talihsizlerin işi.
Reklam
...bir sürü şeyi yanlış anlamak, anladıklarını sandıklarına süratle inanmak ve onları inançları doğrultusunda çabucak sınıflandırmak gibi budalaca0 huyları var. Birilerine esasen hiç de üstlerine vazife olmayan mevzuları izah ve ispat etme çabasına girmektense, mahremiyeti korumak her zaman daha kolay.
Büyümeden yaşlanmak diye bir şey var. Bazen sadece eksik kalmış bir dokunuşa bakar.
Beni istemeyenleri ben hiç istemedim. Başkaları kalbimi kıracağına, bizzat kendim parçalayıp, artık doğru vakti göstermeyen bir saat gibi cebimde taşımayı seçtim. Sevmenin ve dokunmanın ancak acı vereceğine inandım belki de. Böylece bir kirpinin hüzünlü merhametiyle kapandım içime.
Ben de zamanla yavaş yavaş bıraktım başkalarına sarılmayı. Çünkü siz tek birinin sıcaklığının peşindeyseniz, koca dünya sarıp sarmalasa ne fayda! Üşümekten kurtulamazsınız.
Çünkü bazı sızılar bir defa başladı mı artık geçmiyor. Bazı yaralar hiç kapanmıyor. Bazı eller bazı saçları okşamayınca, bu minicik, aptal, önemsiz şey yaşanmayınca, bazı hayatlar geri dönüşsüz biçimde tarumar oluyor. Belki siz bunu bilmiyorsunuz. Umarım hiç öğrenmezsiniz. Bazı durumlarda sadece bilmeyenler yaşamayı beceriyor. Hayatta kalmakla yaşamayı becermek aynı şey değil.
1.468 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.