''Zamanının acısını dinlememek için başvurduğun yatıştırıcıların bir hükmü kalmasın, yayın gerildiği son noktada acı diye bellediğin sahtekârlıklara, dehşetin hükmü notunu düşsün, kırılsın kemiklerin ve çürüsün etin; baktığın her noktada, küf tutsun neşen. Sürülsün merhamet dediğin ve kapaklansın umut dediğin bir rüzgârda acı şenliklere! Ey, bu güneş parçalasın tenini ve yaksın tüm hayatını, ömrün boyunca... hiçbir zaman rahat yüzü bulma, tazelensin acın, sen kana düşman bildiklerin döksün ateşine, kahredici yakıtları. Ve savrul ve savrul... dağa taşa, ve savrul, savrul... seni doğuran, besleyen topraklara, hırçın hançerlerin ve sınır tanımayan pervasızların, sınır tanımaz mızraklarına!''
D.p öfke