yani tamam okuduk, kötü değildi ama bu yazarı niye bu kadar abartıyorsunuz ya? kadın diyalog yazamıyor, kimin ne dediğini bile belli olmuyor. ayrıca kız karaktere ölümüne aşık, takıntılı, muhtaç olmayan erkek karakter mi olur? kaçıncı yüzyıldayız bu ne? ben kabul etmiyorum. erkek karakter dediğin kıza olan zafında kafayı yer. ben bu adamın aşkını hiç hissedemedim valla güya kaç yıldır, ta ilk gördüğü andan beri aşıkmış, onu istiyormuş. külahıma anlat sen onu benim. tabii buldu salağı, yediriyor yalanı. anadolu çocuğu yer mi be? kızda da bir salaklık vardı, böyle bir avellik. ayrıca madem o kadar aşıktın bu kıza niye başkasıyla evlendin, niye o karın geri dönünce ortadan kayboldun? kız da kendi hatası gibi peşinden gidiyor. nereye gidiyorsun geri zekalı? çocuğun eski manitanın sürekli ortalıkta olması ya da adının geçmesi beni acayip sinir etti. kendisinde de bir bokluk vardır zaten bir öyle bir böyle. ruh haline göre kızı itiyor, çekiyor dengesiz. iyi bir dayak yese kendine gelir belki.
Zor var; ama sen o zoru da başarırsın.
"Yapabilirim dediğin anda 100 milyar sinir hücren senin için hedefe odaklanmaya başlar."
Sen kendine İnan. Başkaları sana inanmasa da olur.
''Zamanının acısını dinlememek için başvurduğun yatıştırıcıların bir hükmü kalmasın, yayın gerildiği son noktada acı diye bellediğin sahtekârlıklara, dehşetin hükmü notunu düşsün, kırılsın kemiklerin ve çürüsün etin; baktığın her noktada, küf tutsun neşen. Sürülsün merhamet dediğin ve kapaklansın umut dediğin bir rüzgârda acı şenliklere! Ey, bu güneş parçalasın tenini ve yaksın tüm hayatını, ömrün boyunca... hiçbir zaman rahat yüzü bulma, tazelensin acın, sen kana düşman bildiklerin döksün ateşine, kahredici yakıtları. Ve savrul ve savrul... dağa taşa, ve savrul, savrul... seni doğuran, besleyen topraklara, hırçın hançerlerin ve sınır tanımayan pervasızların, sınır tanımaz mızraklarına!''
D.p öfke
1- Worldbuilding'in geride kalması. Sırf bu yüzden Romantasy sevmiyorum. Aralarındaki romantizmi okumak istesem fantastik okumazdım diye düşünüyorum. Fantastik kitapta yeni dünyalarla tanışmak aralarındaki romantizmi okumaktan daha güzel. (Bu arada çekim istemediğim anlamına gelmez tabii PDKPEKFPEM Sadece sub-plot olsun yeter)
2- Ciddiyetsizlik. Bir savaş ya da olay varken karakterlerin ciddiyetsiz olması beni sinir ediyor.
3- Kitabın tropelar için yazılması. Trope sevmeyen biriyim, bir kitabın çizgilerle sınırlanması sinir bozucu (en sevmediğim trope who did this to you ve her fantastikte var) Enemies to lovers yazan herkes genelde aynı şeyi yapıyor. "Senden asla nefret etmedim, seni hep sevdim." Yürü git Allah aşkına. Enemies to lovers dediğin birbirini gırtlaklayacak insanların aşık olmasıdır. Bir de booktok birbirinden nefret eden iki insanı görünce şu etiketi yapıştırıyor. Enemies to lovers dedikleri çoğu kitap enemies to lovers değil bile. (örneğin
Kırık Bir Kalp kesinlikle enemies to lovers değil, evajacks arasındaki ilişki bir trope'a sığmaz.)
4- Açık smut sahneler. Herhangi bir kitahın affedersiniz porno olması hoş değil. Özellikle bir kitabı sırf smut için okuyanları sevmiyorum. Romantik kitaplarda tolere edilebilir ama fantastikte çok gereksiz.
5- Güçlü karakter yazacam diye overpowered yazanlar. Karakterin yenilmesi onun güçsüz olduğu anlamına gelmez. Yenilmesi ise bir açıdan onu gerçekçi ve relatable yapar.
Bu kadar aklıma geldi ama daha çok olduğuna eminim. Sizin sevmediğiniz şeyler nedir?
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
5 puanı da seriye olan saygımdan veriyorum yoksa 3-4 arası gidip geliyodum ki ben genelde bol keseden her şeye puan veririm ama bu kitap beni çok zorladı malesef.
Biraz doldum o yüzden taraflı bi inceleme olabilir ama eğer şimdi yazmazsam yarın unutabilirim.
Yine üçleme hakkındaki genel fikrimden bahsedicem.(Spoiler içerebilir)
Seri distopik
Ahiret Olmasaydı...
DİLSİZ BİR yankıya dönerdi hayat denilen. Eğer ahiret olmasaydı, bir yere gitmeyip durakta öylesine beklemenin katmerli saçmalığıyla düğümlenirdik. Acılarımızın, kederlerimizin, yalnızlıklarımızın üzerindeki kutsallık mührü kalkar, zelil mahluklara dönerdik.
Soylu amaçlar bir bir katledilirdi eğer bir diyar-ı âher