Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir.
Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Zamanımızda din bilgisi bilimsellikten çıkarılmış, yerini birçok
uydurma hurafe ve İslam’da olmayan bilgilerle doldurulmuş, İslam’ın
insanlara sunduğu ilim kısıtlanıp kaybolmuştur.
Ortaçağın Hrıstiyan din adamlarının bilimin önüne din adına
engel koymalarıyla başlayan engizisyon, bu gün İslam adına
kendilerini İslam alimi sanan kişiler
... İnsanlar sinir hastası oldukları için mi realiteden kaçar, kitaba sığınır, yoksa uykularını kaybettikleri, kitaba iltica ettikleri için mi sinir hastasıdırlar? Don Kişot'u çıldırtan kitap mı, Don Kişot çılgın olduğu için mi kitap delisi? (Bu ülke/Cemil Meriç s:117)
Evet, cevapları alalım. Siz hangisisiniz?
Kendi kendine çizgiler çekmeyi pek sever insan. Bu çizgiler duracağı yeri bildirir, gideceği mesafeyi ölçer, seveceği şeyi belirler. Tuhaf ki ne tuhaf. Nabokov, "Zorlanan her sınır, kendisini aşan bir şeylerin de habercisidir." derken bu saçmalıktan bahseder. Çizgileri biz çizdiğimize göre, sınır diye bir şey yoktur sevgili okur.
Stephen King'in eski romanlarından sanmıştım. 2013 yılında basıldığını öğrenince şaşırdım biraz. Nedense o eski Stephen King havasındaydı. Sanırım olayların geçtiği zamandan kaynaklı.
Söylemek istediğim ilk şey ülkemizde basılmış versiyonun kapağı. Lunaparkta çalışan Hollywood kızlarından olduğunu anlayabiliyoruz ama keşke kitabı bir okusalarmış
2007 yılında David Lassman adında bir İngiliz, yazdığı kitapların yayınevlerinden sürekli geri çevrilmesinin kabahatini kendi yazdıklarında değil yayınevlerinin sallapatiliğinde arar ve tuhaf bir oyunla bunu ispatlamaya girişir. Sadece İngiliz edebiyatının değil, dünya edebiyatının temel taşlarından sayılan Jane Austen‘ın üç büyük romanını ufak
İnsan için hayâ, hayattır. Hayâsızlık ise alçalmanın, insanlığı yitirmenin, varlığın amaç ve hikmetini unutmanın ifadesidir. Yine hayâsızlık, insan için manevi anlamda ölümün adıdır. İsyanın, inkârın, sınır tanımamanın, tahribat ve haksızlığın göstergesidir.
Peygamberimiz(s.a.s) şöyle buyuruyor: "İnsanlığın, nübüvvetin başlangıcından itibaren peygamberlerden duyduğu ortak söz 'Hayâ etmiyorsan, dilediğini yap!' sözüdür."
-Cuma hutbesinden
Bunları biliyor muydunuz ?
Jean Jacques Rousseau annesinin onu doğurduktan sonra ölmesi ve babasının onu 10 yaşında teyzesiyle kaçarak bırakması sonucu anne sevgisini kendinden yaşça büyük kadınlarda aramış ve bir jigolo olmuştur.
J.S. MILL yaşadığı sinir krizinin ardından kendinden büyük ve yaşlı bir kadınla 20 yıl ilişki yaşamış ve kadının kocasının ölümünden 3 yıl sonra kadınla evlenmiştir
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma