Bozulanı yeniden yapmak, taklit etmek yerine icat etmek, kendi güzergahımızı "yaratmak"ve bizi yolumuzdan alıkoyan sipariş üzerine yapılan, hazır, dondurulmuş biçimlerden kurtulmak kararlılığına sahip olmalıyız.
Modern insanın en büyük arzusu ve motivasyonu "başarı" üzerine kurulmuştur. Hayatınızın erken dönemlerinde önünüze bir sürü hedef konulur ve o hedeflere ulaşmak için hayatınız boyunca çabalar durursunuz. Hiç kimse de size, o hedeflere ulaşmak isteyip istemediğinizi sormaz. Çünkü her nasıl oluyorsa, sizin için en iyi olan şeyin ne olduğuna hep başkaları karar verir. En ilginç olanı da bizim bu durumu normal bir şeymiş gibi kabullenmemiz. Şöyle anlatalım: Diyelim ki öğle yemeği için daha önce hiç gitmediğiniz bir mekâna gittiniz. Mekânın garip çalışanları, ne yemek istediğinizi sormadan önünüze bir tabak bezelye ve bir şişe şalgam koyup gittiler. Oysa siz oraya et dürüm yemek için gitmiştiniz. "Boş ver dürümü, madem önüme bezelye koydular en iyisi onu yiyeyim bari" deme ihtimaliniz nedir? Muhtemelen önce yanlış sipariş geldiğini sanırsınız. Ama garson "herhangi bir yanlışlık olmadığını ve bezelyenizi yemeniz gerektiğini" söylesin. Hatta bunun için sizi biraz da zorlasın. Ne yaparsınız? Muhtemelen bezelyeye dokunmadan sinirli söylemler içinde o mekânı terk edersiniz. Yani siz, kendi kararlarını verebilen bir insansınız ve hiç kimse size zorla bezelye yediremez. Keşke hayatımız boyunca zorunlu tutulduğumuz her şeye, gariban bezelyeye verebildiğimiz tepkiyi verebilseydik.
Yazar ile tanışma kitabım.Dünyada sevdiği tüm insanları kaybeden yaşlı bir adamın yalnızlık hikayesini ve tüm üzücü anlarını mizahi bir dille ele alışını okuyoruz. Öyleki panjurları hala kapalı olan komşuya bedduaya kadar götürüyor işi. Bu kitaptan sonra sonra yazarın diğer kitaplarını da sipariş ettim.
Aspanda butik işletmecisi adı altında Instagram da Google hesabında güya sipariş olusturuyo EFT ile ücreti alıp artık dönüş sağlamıyor her defasında farklı bir numara kullanıyo dolandırıyor kısacası dikkat edilmesi için burdandan yazdım.
Belleği, istediği anda ulaşabileceği bir olgular ve imgeler deposuydu; içindekiler, önceden sipariş edilmiş gibi daima Martin’in incelemesine amade olurdu. O an hayatta ne gerçekleşirse gerçekleşsin, Martin’in zihni, ilgili karşıtlık veya benzerliğin, hemen gözünün önüne gelen görüntülerle kendini ortaya koymasını sağlardı. Tamamen kendiliğinden, otomatik biçimde olurdu bu; zihninde beliren görüntüler yaşadığı anın ayrılmaz refakatçisiydi. Bu görüntüler geçmişin faaliyetlerinden ve hissiyatından, dün ve geçen hafta gördüğü şeylerden, yaşadığı olaylardan ve okuduğu kitaplardan çıkmış, uyur halde veya uyanık vaziyette, ebediyen Martin’in zihninde bekleşen çok sayıda hayallerdi.
Sayfa 275 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Değerli okur arkadaşlarım size çok kaliteli , güvenilir ve uygun fiyatta ayakkabı sitesi paylaşmak istiyorum.
Mackrock sports ayakabı sitesinde veya hepsiburada, n11 de sipariş verebilirsiniz yada burdan bana ulaşabilirsiniz.
Değişim ve iade var.
Türkiye'nin her yerine kargo var.
….
Başka şehirlerden yiyecek getirme işi kasabada hızlıca yayıldı. Yumurtayı, sütü, peyniri her şeyi internetten sipariş verip başka yerlerden getirttiler.
Hak emanetini teslim edeyim,
Süsümü ve parlaklığımı sana sipariş edeyim.
Zîn bu şekilde hakikatleri eda ettikten sonra,
Dünyayla ilgilerini kopardı.
Mem'in mezarını kucakladı,
Rahatsızlık görmedi artık beden candan.
Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen ben çok çok başarılı buldum. Okurken kitabı elimden bırakamadım ve sonuç olarak 1 günde okuyup bitirdim. Hemen yazarın ikinci kitabı olan Yitik Kızları da sipariş verdim. Bu aralar gerilim kitaplarına takmış bulunmaktayım. Nefes almadan gerilim kitabı okumak istiyorum. Kitap ilk yavaş bir tempoda başlıyor sonradan akıyor. Kitabın konusuna gelirsek:
Başarılı ressam Alicia Berenson, kocasının suratına 5 kez ateş ederek öldürüyor. Sonrasında sessizliğe bürünüyor. Kocasını, öldürdüğünden beri ağzından tek kelime çıkmıyor. Psikolojisinin iyi olmadığı gerekçesi ile Alicia hastaneye yatırılıyor ama tüm tedavilere rağmen konuşmaya başlamıyor. Hastaneye yeni gelen psikoterapist Theo Faber, Alicia’yı konuşturabileceğine inanıyor ve olayın iç yüzünü aydınlatmak için harekete geçiyor.
Kitapta bir karakter var, benim için taaam bir hayal kırıklığı oldu kendisi. Kitabı okuyanlar anladı kimden bahsettiğimi. Sen ne biçim insansın ya. Uğradığın ihanete rağmen nasıl susup oturdun. Bunu kabullendin aklım almıyor. Tam bir ezik. Başta çok güçlü görünmüştü gözüme sonradan nasıl bir korkak olduğunu anladım…
Hemen hemen gidin bu kitabı okuyun ve sizde bu karakterden nefret edin. Beni yalnız bırakmayın lütfennnn