Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Söz tükendi sonra, konuşmaya başladık Siperler kazdık, nefsimizin içine Ölülerin bilekalabalıktı başı, Güzel oluyordu, herkes kendine...
...Çünkü Çanakkale ruhunu anlatan şu hatıra da Mustafa Kemal'e aittir: ''Biz, ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size, Bombasırtı vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasında mesafeniz sekiz metre... Yani ölüm muhakkak... Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamamacasına kamilen düşüyor. İkincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayan-ı gıpta bir itidal ve tevekkülle, biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor. Hiç ufak bir fütur bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilenler ellerinde Kur'an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler, kelime-i şahadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Savaşı'nı kazandıran, bu yüksek ruhtur.''
Reklam
Güven böyle bir şeydir. Onu bir kere kaybederseniz insanlara karşı tavırlarınızı ayarlamaya başlar, araya siperler kazar, bilgilere süzgeç koyar, sadece bilmelerini istediğiniz kadarını iletirsiniz.
Mustafa Kemal Atatürk
Biz ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size Bombasırtı vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasında mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kutulamamacasına tamamen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne şayanı gıpta bir anlayış ve inançla biliyormusunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir umutsuzluk bile göstermiyor, sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuranı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar. Bu Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.
Ruşen Eşref Beyin 1918'de Gazi Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı röportajda Atatürk, Bomba Sırtı Vakasını şöyle anlatıyor; " Mütekabil siperler arasında mesafeniz sekiz metre, yani ölüm muhakkak...Birinci siperdekiler hiç kurtulmamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayanı gıpta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz! Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur dahi göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kur'an-ı Kerim Cennete girmeğe hazırlanıyorlar. Bilmeyenler Kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebesi'ni kazandıran bu yüksek ruhtur. "
Sayfa 14 - Şehitkale Yayıncılık
Ne cevap vermeliydim? Ona neyi, nasıl söyleyeceğime karar verme zorunluluğuyla karşı karşıyaydım. Güven böyle bir şeydir. Onu bir kere kaybederseniz insanlara karşı tavırlarınızı ayarlamaya başlar, araya siperler kazar, bilgilere süzgeç koyar, sadece bilmelerini istediğiniz kadarını iletirsiniz.
Sayfa 379Kitabı okudu
Reklam
Mesela, her zaman büyük bir alçaklığa tanıklık eden, harap olmuş yüz resimleri her şartta kalıcılıklarını muhafaza etmişlerdir: Siperler cehenneminden kurtulmayı başarmış Birinci Dünya Savaşı gazilerinin korkunç bir şekil bozukluğuna uğramış yüzleri; Amerika'nın Hiroşima ve Nagasaki'ye attığı atom bombalarından sağ kurtulanların derin yaralarla eriyip keçeleşmiş yüzleri; Ruanda'da Hutuların başlattığı soykırımdan kurtulmuş Tutsilerin pala darbeleriyle yarılmış yüzleri: Bu insanların kendi yüzlerine alıştıklarını söylemek doğru olabilir mi?
Agora KitaplığıKitabı okudu
I- Tantalos'un Istırabı
Sınır bekçilerinin iddialarına rağmen korudukları sınırlar, hâlihazırda mevcut kimliklerin ayırt ediciliklerini savunmak ve bertaraf etmek için çekilmemişlerdir. Norveçli büyük antropolog Frederick Barth kuralın bunun tam tersi olduğunu açıkladı: Görünüşte ortak olan ”ortak” kimlikler, hiç bitmeyen (ve bu sebeple gittikçe daha hararetlenen ve şiddetlenen) sınır çizme faaliyetinin sonucundaki etkiler ya da yan ürünlerdir. Ancak sınırlarda siperler kazılıp, silahlar izinsiz geçenlere doğrultulduğu zaman sınırların eskiliğine dair efsaneler uydurulur ve kimliğin son kültürel / siyasi kökenleri, ”yaratılış hikâyeleriyle” özenle kılıfına uydurulur. Bu manevra, kimlik fikrinin işaret etmediği tek şeyin, ”başlangıçtan sona kadar geçmişin tüm değişimleri boyunca gözler önüne serilen benliğin bir değişikliğe uğramayan istikrarlı özü” olduğu gerçeğini örtmeye çalışır.
850 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.