Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Okunu attı mı ölüm, siperler boşuna; O şatafatlar, altınlar, gümüşler boşuna; Gördük bütün insan işlerinin iç yüzünü: Tek güzel şey iyilik, başka düşler boşuna.
Çanakkale işte bu yüksek ruhtur!
Karşılıklı siperler arasındaki mesafe sekiz metreydi. Yani ölüm muhakkaktı. Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulmamacasına düşüyor... İkinci siperdekiler onların yerini alıyordu. Ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık, tevekkül. Öleni görüyor, üç dakikaya öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilen Kur'an-ı Kerim okuyor, bilmeyen Kelime-i Şahadet getirerek yürüyor. Emin olmalısınız ki, Çanakkale işte bu yüksek ruhtur
Sayfa 64 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 7. BasımKitabı okuyor
Reklam
Uykusuz gecelerin huzursuzluğu, belleğin cesetlerinin çürüdüğü siperler kazar.
Sayfa 107 - Jaguar Yayınları 5. BaskıKitabı okudu
Biz ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size Bombasırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasında mesafeniz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak… Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına hepsi düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz! Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir duraksama bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okuma bilenler ellerinde Kur'an'ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, hayret ve tebrik edilecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.
Sayfa 152 - Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal İle Mülâkat (24-28 Mart 1918) - Birinci SafhaKitabı okuyor
Okunu attı mı ölüm, siperler boşuna. O şatafatlar, altınlar, gümüşler boşuna. Gördük bütün insan işlerinin iç yüzünü, Tek şey iyilik, başka düşler boşuna..
Sayfa 134 - İş bankasıKitabı okuyor
"Okunu attı mı ölüm, siperler boşuna! O şatafatlar, altınlar, gümüşler boşuna! Gördük bütün insan işlerinin iç yüzünü; Tek güzel şey iyilik, başka düşler boşuna!"
Reklam
Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) Çanakkale Savaşı sonrasında İstanbul'da yaşananları ise şöyle anlatıyordu: "Fakat ne yazık ki, İstanbul'un fethinden ve Viyana Muharebesi'nden beri Osmanlı saltanatının bütün harp tarihinin, belki bu kadar önemlisini kaydetmediği bir askeri başarıyı bize izah edecek tek bir söz söylenmiyor, tek bir
Sayfa 77 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Ey, Mustafa Kemal'lerin aziz yurdu,"
Mustafa Kemal Çanakkale'den 10 Aralık günü ayrıldı. 19 Aralık 1915'te de Müttefikler Çanakkale savaş topraklarından ayrıldı. 27 Ocak 1916'da Mustafa Kemal Edirne'ye geldi. 16. Kolor'undu'nun komutasını devraldı. Kurmay Başkanı İzzettin (Çalışlar) Bey'in girişimiyle Mustafa Kemal görkemli bir törenle Edirne'de karşılandı. Milli şair Mehmet Emin Yurdakul da "Ordunun Destanı" şiirinde Mustafa Kemal'in adını anmıştı. Belki de böylece Mustafa Kemal'in adı ilk defa bir şiirde yer alıyordu: "Ey, bugüne şahit olan sarp hisarlar, Ey, Kahraman Mehmet Çavuş, siperler, Ey, Mustafa Kemal'lerin aziz yurdu, Ey, toprağı kanlı dağlar, yanık yerler!" Türk milleti onu artık Anafartalar Kahramanı olarak anıyordu.
Sayfa 65 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Çok Partili klasik parlamento rejimlerinde idare, milletin iradesidir. Ama memleketi millet idare etmez. Bir avuç insan idare eder. Bu bir avuç insan, milletin parlamentoya gönderdiği insanlar, yani parlamentodur. Ama parlamento soysuzlaşırsa? Ya parlamentonun iler tutar yeri kalmazsa? Ya parlamentoda bizzat iktidar partisi, meclis üstünde meclis, hükümet üstünde hükümet demek olan Tahkikat Encümenleri kurar ve muhalefeti fonksiyon dışı kılarsa? Ya halk fiilen ikiye bölünmüş olur, kahvelerini camilerini bile birbirinden ayırırsa? Ama bu kadar mı ya? Ya aydınlar? Ya üniversite? Ya ordu? Ya basın? Eğer ya bütün siperler ve dayanaklar kaybedilmişse? O zaman bir ülke, ne kadar bahar içinde olursa olsun, tarlalar ne kadar yeşerirse yeşersin, barajlar, fabrikalar ne kadar yükselirse yükselsin, o ülke sıhhatli olsa da, nizam hasta demektir. Demokratik parlamento idarelerinde ise demokratik ihtilal, tarlalarda, fabrikalarda değil, bu nizamın içinde, yani parlamentoda ve onun yan müesseselerinde olur. Nitekim o günlerde Türkiye bu haldeydi. Yani tarlalar yeşeriyor, ama parlamento itibarının ve fonksiyonunun yüzü, gittikçe sararıyor, halsizleşiyordu. Ve bu neticede iktidarın, elbetteki büyük taksiratı vardı…
Sayfa 423 - Remzi Kitabevi
Mavi gökyüzüne doğru yükselmiş, zikzak şeklinde sıralanmış güvenli olmayan ve düzensiz siperler ürkek ve umursamaz bir çocuğun elinden çıkmış gibi dökülmeye başlamıştı. Sanki evin en uzak köşesindeki odaya hapsedilmesi gereken ev sakini, çatıyı delmiş de kendini dünyaya göstermek için ayağa kalkmıştı.
Reklam
. Hayaletlere inanır mısın? Merdivenlerdeki gıcırtı, odadaki soğukluk, garip bir koku, pencerede dalgalanan bir ışık. Eski ev, duvarlarla örülmüş kanat, sürüklenen sis, kırık siperler, derin karanlık, sessiz ıssızlık, boş mezar ve onun çürüyen kefeni, dokunulamayacak kadar yumuşak nemli yatak. Bir varlığın ani varlığı. . . .
Mehmetçiğin Çanakkale Savaşı’nı Kazandıran Yüksek Karakteri
Bombasırtı olayı (14 Mayıs 1915), çok önemli ve dünya harp tarihinde eşine rastlanması mümkün olmayan bir hadisedir. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulamamacasına hepsi düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kuşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur’an-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenlerse Kelime- i Şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar. Sıcak, cehennem gibi kaynıyor. 20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngüyle çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.
Uykusuz gecelerin huzursuzluğu, belleğin cesetlerinin çürüdüğü siperler kazar.
Jaguar Kitap
~•~ “Siperler kazdık, nefsimizin içine. Ölülerin bile kalabalıktı başı...” ~•~
Düşmanı durdurmak için ona karşı siperler inşa etmenin hiçbir faydası olmaz.
843 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.