Tanrı gülüşünle öfkeni almış senin,
Birinden cennet yapmış, birinden cehennem
Sen cennetimsin benim, ben senin uslu kulun
Açılsın kapıları bana cennetimin..
Gönül dünyamızın sınırlarının ötesine geçememiş ve o daracık dünyamıza hapsedilmiş bir imanın, çağdaş dünyada bir fark ve değer oluşturabilmesi de mümkün değildir. Öyleyse iman ve amel bir bütündür. İman olmadan davranışlarımızın ALLAH nezdinde hiçbir değeri olmadığı gibi, güzel davranışlara sevk etmeyen iman da son derece cılız ve yetersizdir..
Freud'ün anneyi paylaşılamayan bir cinsel meta konumuna dönüştürmesi, aileyi de kıyasıya güç mücadelesinin devam ettiği arena olarak takdim etmesi, hakikatle bağdaşmayan bir saplantı durumunu dile getirir. Böyle bir yaklaşım, özveriyi, saygıyı ve uzlaşıyı öne çıkaran sevginin derin gücünü açıklamaktan son derece uzaktır. Sevgi ise birbirini dışlayıcı, itici bir güç değil; tam tersine kaynaştırıcı ve uzlaştırıcı bir güçtür. Cinsellik dürtüsünü çocukluğa kadar indirgeme ve çocukluk döneminin bütün yaşanmışlıklarını Cinsellik temelinde açıklama hakikatten uzaktır. Cinsellik, ergenlik dönemini ilgilendiren bir olgudur...
Okunu attı mı ölüm, siperler boşuna.
O şatafatlar, altınlar, gümüşler boşuna.
Gördük bütün insan işlerinin iç yüzünü,
Tek şey iyilik, başka düşler boşuna..
Diller, kültürler, adetler, tarihler, etnik kimlikler arasındaki farklılıkları yadsımadan aşabilecek bir atıf noktası, ancak bütün bunları kuşatan ama onların üstünde duran bir aşkın ilkeler bütünü ile sağlanabilir...
Eflatun ve Aristo'nun Yunan pagan toplumunda yetişmiş olması yahut Hint matematikçilerinin çok tanrılı Hint kozmolojisini benimsemiş olması, onların bilim ve düşünceye katkılarının kabulü önünde bir engel olarak görülmüyordu..
Sır saklamasını bilirsen Hayyam söyler
İnsanoğlu nedir, ne yapar, ne eder;
Dert çamuruyla yoğrulup gelir dünyaya
Yer içer, karın doyurur ve çeker gider...