İnsanlar bir düşkünlüğe, bir üzüntüye uğradıkları vakit olanca öfkelerini kendilerinden aşağı durumda bulunan zayıf kimselerden çıkarmak, güçleri erdiği yaratıkları o kızgınlık ve düşmanlıkla insafsızca ezmek yaradılışındadırlar.
Gürpınar'ın insan anlayışı son derece kötümser olmasına karşın, okurda bıraktığı izlenim insanoğlunun iğrençliği değildir, çünkü mizahı, sergilediği pisliği örter, yumuşatır ve göze batmasına engel olur. Romanlarında insanlar birbirine kötülük eder, ama Gürpınar felakete uğrayan insanın acıları üzerinde hiç durmadan ve okura bunu duyurmadan yazar. Her şeyden önce bir mizah yazarıdır o. Şıpsevdi'de çevrilen dolaplar yüzünden ölenler, felçli kalanlar olur, yuvalar yıkılır, çocuklar yetim kalır ve bütün bu acılara rağmen okur işin sadece komik ya da tuhaf yanını görür.