Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şam'ın şekeri
-- Ne Şam'ın şekeri, ne arabın yüzü... Ne o altınları isterim ne de o kızı...
Sayfa 173Kitabı okudu
Gönül
Gönül sevilene bırakılmış bir emanettir. Onu zorla almaya kalkışmak kuşkusuz ihanettir.
Sayfa 256Kitabı okudu
Reklam
(…) "Şarlatanlık" da bir tür bilgidir. Bu bilgi, öğrenimden çok yetenekle genişler, bu mesleğin az çok bazı bilimlere bağlı olanlarıyla kızıl cahil bulunanlara kadar dereceleri vardır. Evet, şarlatanın da çoğu azı olur. Şarlatanın en belirgin işareti hiçbir gerçeğe karşı kayıtsız kalmak istemeyerek seksen dereden su getirmeye uğraşmak; dille, kalemle her konuya atılmak; bilmediği şeylerden bilir gibi bahsetmek; cahilliğini örtmekte büyük başarı göstermek; bazı bölümlerini ömründe bir defa okuduğu hafazanallah yahut hiç okumadığı ilimlerde, bilgilerde ihtisas iddia etmek; iki kere iki dört eder kesinliğiyle haksızlığı ispat edildiği halde asla kanaat getiremeyerek “karşımdakine anlatamadım ki” sözünden ayrılmamak; kısacası Nuh deyip de durmak; kaleminden çıkan boş şeylerin gizli hakikatler olduğuna herkesi inandırmak yolunda sıkılmayı bir kenara bırakıp her tür ikna yolunu mübah saymak; tartıştığı kişinin sözlerini ne kadar açık, düzgün, somut hakikat olsa yine anlamaz görünerek meseleyi safsatalara, karışıklığa boğmak; nihayet karşısındakini usandırarak, nefret ettirerek, iğrendirerek bir zafer kazanmış bir tavırla: “Gördünüz mü şiddetli bir ispatla karşımdakinin ağzına ot tıkadım? Tartışmaya dayanamadı. İşte kaçtı…” demek…
İnsanlar zenginliğin ve yüksek mevkilerin anahtarlarını elde edinceye kadar merhametli,şevkatli,yurtsever olurlar. Ondan sonra kendileri için sefalet tedavisi imkansız bir insanlık hastalığı,merhamet ve acıma gibi şeyler sürüp giden birer sinir hastalığı haline düşer.Avrupa'da,şurada burada insanlıktaki yoksulluğu gidermek maksadıyla verilen balolar,temsiller,varlıklıların,işsiz güçsüz zengin kadınların can sıkıntısına karşı icat ettikleri bir çeşit eğlencedir,insanseverlik değil.
Sayfa 440 - ÖzgürKitabı okudu
Destek
*Yeniden birine kendimi anlatacak gücüm yok. Birini yeniden sevecek gücüm de. Birini tanımaya, anlamaya dermanım yok. Yeniden alışacak halim de yok ya. Anlamıyorsun. Şıpsevdi ne anlar ki gerçek aşktan? Sen de haklısın.
Sofrada şeftali nasıl yenirmiş? Lakırdıya bak! Senede bir defa bu eve şeftali ya alınır, ya alınmaz. Şimdiden sonra onu nasıl yiyeceğimizi mi talim edeceğiz?
Reklam
Yaşamak, en açık anlatmıyla isteklerini yenilemekten başka bir şey değildir. Şu kadar ki zaman ve çevre değiştikçe yaş ilerledikçe isteklerin çeşitleri de artar.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.