Size yazarı anlatmalı mıyım? Haddim değil deyip susmalı mıyım? Elbette pek çoğunuz benden çok daha iyi biliyorsunuzdur. Hele ki bu eseri okumaya kalkışmış yahut okumuş biriyseniz zaten oldukça aşina olmanız muhtemeldir. O nedenle bu çipil gözlü, ( bizim oraların deyimiyle) bi kucak sakallı adamı anlatmak işlemini pas geçiyorum.
Tolstoy bu
Kendine has hoş bir üslubu ve harika detayları ile bende iz bırakacak olan bu kitabı zevkle okudum. Aklımda kalanları, sevdiğim detayları ve bende bıraktığı etkileri anlatmak istedim bu yüzden.
Yazarın üç cilt olarak yayımladığı serinin bu ilk cildinde başlangıcından 1950'li yıllara kadar roman serüvenimiz irdeleniyor.
Kendisinin de
Bana kattığı bütün detaylar olmasa bile ilk defa duyduğum bu hoş deyim için kitabı okumaya değermiş. Şu deyimdeki inceliğe, espriye, bağlaştırmaya, ölçü ve kafiye ile oluşturulan müzikaliteye bakın bir!
Edebi eserler arasında yaptığım bu kurgu dışı okuma bana o kadar iyi geldi ki bu tarz kitaplara ilgi duyanlar için birkaç şey yazmak
Çünkü yerli romanımızın doğuşundan 1980'lere uzanan harika bir yolculuk geçirdim.
"Ben Türk romanı üzerine yapılmış bir tek inceleme tanıyorum. Fethi Naci'nin Türkiye'de Roman ve Toplumsal Değişme. Bizde eleştirmen gerçekten çok az yetişti. Eğer bu kitap yayımlanmasaydı eleştirmenimiz yok diyebilirdim. Kitap Türk dilinde