Hayatımızın en güzel çağında, gençlik çağında, gezip tozup eğleneceğimiz yaşlarda kalabalıklar içerisinde yalnızlaşıp uzaklara dalıp düşüncelerimizde boğuluyoruz. Aşkı, umudu, sevgiyi kitaplarda gördüğümüz için gerçek hayattan soyutlanıp kitaplarda yaşıyoruz sonumuz ne olur bilinmez ama durum vahim.
Başkalarının hayatlarından alıntılar yaparak yaşıyoruz hayatımızı. Kendi Düşüncelerimizi hislerimizi kaleme almaya üşeniyoruz, hayatı tecrübe edinip hatalarımızdan ders almaya çalışmak yerine başkalarının hayat çizgisinden ilerliyoruz kopyala yapıştır yaşıyoruz bu hayatı...
Hep aynı şekilde devam eden bir döngü içerisinde yaşıyoruz; Dostlar ediniyoruz, dostlar kaybediyoruz eski fotoğraflara bakıp geçmişi anımsıyoruz, geçmişimizde iz bırakanlara, yoğun hisler beslediklerimize ne kadar hasret kaldığımızı farkediyoruz ve bunun dışa göstergesi olarak sadece gözyaşı akıtıyoruz. Biz insanlar gerçekten aciz varlıklarız...
Ezilenlerden yana kurulacak bir dünyada bizimde harcımız olsun. Sevgiyi emekle, özgürlüğü direnmekle varedelim. Cesaret ve fedakarlık yasadışı hayatımızın tek yasası olsun.
Okuduğumuz her kitabın izini taşıyoruz ruhumuzda..Karakterlerle beraber ağlayıp beraber gülüyoruz acılarını hissediyoruz mutluluklarını aşklarını paylaşıyoruz.
Kitapları bu yüzden seviyorum yaşadığımı hislerimin olduğunu hatırlatıyorlar bana.