eskiler şu 4 şeye güvenilmez demişler:
1) şems-i şita (kış güneşi) 2) sükunet-i derya (durgun deniz) 3) iltifat-ı umera (siyasilerin iltifatı) 4) nasihat-i a'da (düşmanın nasihati)
Elhan-ı Şitâ
Karlar Ki semâdan düşer düşer ağlar Uçtunuz gittiniz siz ey kuşlar; Cenap Şahabettin
Reklam
Elhan-ı Şitâ
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş, Eşini gaib eyleyen bir kuş gibi karlar Geçen eyyâm-ı nevbaharı arar… ... Başladı parça parça pervâze Karlar Ki semâdan düşer düşer ağlar Uçtunuz gittiniz siz ey kuşlar; Küçücük, ser-sefîd baykuşlar Gibi kar Sizi dallarda, lânelerde arar.
eskiler şu 4 şeye güvenilmez demişler:
1-Şems-i şita (kış güneşi) 2-Sükunet-i derya (durgun deniz) 3-İltifat-ı umera (siyasilerin iltifatı) 4-Nasihat-i a'da (düşmanın nasihati)
Baran-ı Bahar
Bir gün gelir, müzeyyen ağaçlar, şuh çiçekler, yeşil çayırlar bir nefha-i müncemide-i şitâ ile kuruyarak, solarak, sarararak harap olurlar; yapraklar düşer, çiçekler teverrüm eder, çayırlar çatlar: Tabiat ölür. Fakat sonra bir gün, hınçlı yağmurlardan sonra yine bir gün bu ağaçlar çiçeklenir, çayırlar titreşerek serpilirler; bir hayat-ı nev, bir ra'şe-i zindegî, bir taravet-i emel gelir: Yeniden bahar olur. Benim de müzeyyen ümidlerim, nihayetsiz emellerim, mes'ud aşklarım; gizli kederlerin, gayr-i mahsûs elemlerin dest-i kahrında kurudu, soldu, sarardı: Ruhum Öldü. Fakat benim ruhumun, benim zavallı ruhumun baharı gelmiyor.
Mehmet Rauf
Mehmet Rauf
Nev-bahâr irişdi vü gitdi şitâ
Nev-bahâr irişdi vü gitdi şitâ Keyfe yuhyi’l-arza ba’de mevtihâ Leblerüñde hattuñ ey şîrîn-dehen Mûrlar cüllâba düşmiş gûyiyâ Yâr agyârı savar düşnâm ile Def’ olur san kim du’â ile belâ Dest-i mihnetden alınmaya yakam Ger olursa iki âlem bir yaña Eşk-i çeşmüm yâre arz itdüm didi Bâkî'yâ ma’lûm oldı mâ-cerâ [Bâkî]
Reklam
131 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.