Divan edebiyatına aşık biri olarak görür görmez kitaplığıma eklemek istediğim bir kitap oldu. Birkaç zamandır orda durmasına karşın, şimdi okumak nasip oldu, bu vakte esir oldu.
Eser adeta divan edebiyatı antolojisi mahiyetinde. Öylesine zarif kelâm erbablarına yer verilmiş ki onlardan geriye kalan tek şey hakikaten ‘Hoş Bir Sadâ’ olmuş. Okuyup
Hicretinden berü gözden döküp eşki zemzem
Ka’be’ye oldu siyeh câme-i mâtem mu’tad
Nabi
( Sen hicret ettiğinden beri zemzem göz yaşı dökmektedir.
Kabeye siyahlar matem elbisesi olmuştur ..)
Dest-bûsi arzusuyle ölürsem dostlar
Kûze eylen toprağım şunun anınla yâre su
Fuzuli
(Dostlarım! Şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem, öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla sevgiliye sunun)
Hikmet-i dünya ve mâfiha bilen Arif degül
Arif odur bilmeye dünya vü mafiha nedür
Fuzuli
(Dünyanın hikmetini ve onda bulunanları bilen kişi Arif değildir. Arif olan dünyayı ve içindekileri bilmeyendir )
Bende yok sabr u sükun sende vefadan zerre
İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kere
(Nabi )
*Bende sabır ve sükunet, sende vefanın zerresi yok
İki yoktan ne çıkar düşünelim birkere ..