Rüzgar ve kar, bozkırları süpürerek geçer,
Hayalet gölgelerini tepelerin ve nehirlerin üzerine savururlar.
O uzak bulutlarda birikmiş kar bekler.
"Ne zaman düşecek?" diye endişeli düşünceler içinde sorarız,
"Bu kör edici fırtınanın ötesinde hangi han var?"
Şimdi etrafımda yer karla örtülüdür, düz ve beyaz
Sanki Gümüş Nehir yeryüzüne aşağı doğru akar
Parlayan şelalelerde, ya da sanki tepeler,
Fırtınanın ezdiği, tarlaya düşmüşlerdir.
Dönen pullar ne kadar renk gösterir!
Dalgın güneş onları föniks kuşlarına dönüştürür.
Atım kayıp düşer buzlu yolda.
Yün pelerinim karla ağırlaşır.
Pelerinimin içinde kıvrılıp düşünmeye çalışıyorum
Yang-yang'ı fırtınada eşeğiyle düşünüyorum.
Bu dağlarda kaybolmuş, hiç yiyeceği olmayan,
Aç karnına zengin şiirler besledi!