"İnsanoğlu aslında duyguları yüzünde gezinen bir mahluktu, diye düşündü, duyguları maskelemeyi öğrendiğimiz yaşa gelene kadar her duygumuzun ifademizden okunuyor olması ne tuhaftı. Neydi bize duygularımızı saklamayı öğreten şey?.. Hayat değildi, diğerleriydi. Duygularımız yüzünden yargılana yargılana saklanmayı öğreniyor ve belki de sürekli herkesten sakladığımız duygularımızı bir zaman sonra artık hissedemiyor, ruhumuzun rengini, varlığımızın neşesini feda ediyorduk yargılanmamaya. Siyah - beyaz oluyorduk... Soluyorduk. "
Durumumun korkunçluğu nedeniyle, bir Siyah Ben ve bir de Beyaz Ben olmak üzere, bu iki parçaya ayrılmayı en azından denemek zorundaydım, çevremi saran o korkunç hiçliğin altında ezilmemek için.
"Ne olur beni bu kadar kolay anlamayın!" demek isteyecekti."Biraz düşünün, siyah beyaz algılayıp üzerime etiketler yapıştırarak birtakım çekmecelere kitlemeyin beni."