Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bilmiyor ki özür dilemek de bir bağımlılık olabilir; yerli yersiz durmadan etrafındakilere "kusura bakmayın" dedikçe, bakılacak kusurları artar insanın.
Sayfa 23
"Her ayna anahtarını kaybetmiş bir kapıdır. Açılır Diyar-ı Esrar'a. Olur da fazla bakarsan aynaya, aralanıverir kapı, kaybolursun sonsuzlukta."
Sayfa 21
Reklam
Elimde görünmez bir zamk, ne kadar uğraşsam da kendimi nesnelere, sürekliliğe, bir adres, tek bir aidiyete yapıştırmaya,bir türkü olmuyor, zamk tutmuyor, kendi kendimden kaçıveriyorum işte.
"İçimin tünellerine girer girmez bir fener alıyorum elime. Buralar çok karışık. Kaç defa geldim. Gene de kayboluyorum”.
308 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Elif Şafak
Elif Şafak
,
Siyah Süt
Siyah Süt
kitabında kadının yaşamındaki bir süreyi anlatmış. Kadının ne kadar karmaşık olduğunu, kafasının hiç susmamacasına konuştuğunu, düşündüğünü, konuştukça düşündükçe daha da karışıp düğmük olduğunu, başka başka yazarları da örnek göstererek anlattığı şahane bir kitap
Siyah Süt
Siyah Süt
. Her kadının kendinden bir şeyler bulabileceği bir kadın romanı. Basit / yalın cümleler kurarak nasıl bu kadar güçlü, etkili yazdığına hayran olmamak mümkün değil!
Siyah Süt
Siyah SütElif Şafak · Doğan Kitap · 20189,7bin okunma
Oğuz menkıbesi, Uygurca bir metinde,
Oğuz doğduğu zaman yüzü mavi, ağzı ateş gibi kırmızı gözü, saçı ve kaşları siyah bir dünya güzeliydi. Annesinin memesinden ilk sütü emdikten sonra, bir daha emmedi. Yiyecek istedi, lakırdı etmeğe başladı. Kırk günde büyüdü: dolaşıp oynuyordu. Oğuz’un ayakları öküze, vücudu kurda, göğsü ayıya benzerdi. Böğürleri kıllı idi. At sürü­sü güder, beygire
Reklam
Altay Türklerine göre, bir çocuk dünyaya geleceği zaman, Bay Ülgen, oğlu Yayık’ı bu işe memur eder. Memur, Süt Gölü'nden bir damla alarak bununla çocuğun ruhunu yaratır. Maiyetindeki meleklerden bir Yayucı’yı, sevaplarını yazmak üzere bu çocuğa tahsis eder. Bir çocuğun dünyaya geldiğini haber alınca, derhal Erlik Han da, bir Körmös gönderir. Birincisi çocuğun sağında, İkincisi solunda durur. Birincisi sevaplarını, İkincisi günahlarını yazar. Bu iki melek bu adamı ölünceye kadar takip ederler. Vefat edince Körmös, derhal bu adamm ruhunu kaparak yeraltına götürür. Erlik Han yeraltındaki semada bir siyah taht üzerinde oturmuştur. Onun daha altındaki katta Kadırkan adlı Cehennem vardır. Burada bir kazanın içinde, erimiş katran kaynamaktadır. Körmös, ruhun günahkâr olduğunu Erlik Han'ın huzurunda isbat ederse, onun emriyle bu ruhu kazana atar.
Demem o ki en nihayetinde kendi içinle ve dışınla helalleşmen, kâinattaki her bir katreyle vuslata ermen, Hak ile ve gene Hak yolunda bütünleşmen gerek.
Sayfa 122Kitabı okudu
Ha bire düşüp dizlerini kanatan yarı kız çocuğu yarı kadın bir mahluk görüyorum kendime bakınca.
Sayfa 120Kitabı okudu
83 santimden 336 öğle yemeği,38 santimden 336 akşam yemeği, sabah kahvaltısında çikolatalı süt içmesine lüzum gösterilenlere çikolatalı süt; böyle bir iş insana ne bırakır? Besançon'un Valenod'su
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Bir boşluğun ayırdına varacaksın Yanı başında büyüyen bir boşluk, ağaç gibi.
Sayfa 107Kitabı okudu
Hepimiz kendi içimize düşüp bedbaht olmaya mahkûmuz.
Bizler miyiz acaba ömrü hayatımızın mimarları yoksa öyle olduğumuzu mu sanıyoruz boş yere?
Kibrimle dalga geçiyor kâinat. İnceden inceye. Görmesini bilene .
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.