Yazan kalem siyah benim kaderimi,kimseler anlamaz perişan halimi.
Ben; vatanın dört bir bucağında, on yedi yıldır alnının akıyla Türk Milletinin hizmetinde şerefli bir öğretmen olarak çalışan ben; on yedi yıldır ne kendi şerefine, ne vatanın ve milletin şerefine kendi aczi dâhilinde leke sürdürmeyen ben; şerefi, haysîyeti, adı aylardır darağacında sallandırılan ben; yâni bugün artık her iki mânâda adı çıkmış ve
Reklam
Nitekim Allah-ü Teâlâ Kehf sûresi yüz dokuzuncu âyetinde: “Ey habibim, onlara de ki: Eğer bütün denizler, Rabbim Teâlâ’nın, Kur’ân manâlarını, ilim ve hikm etli sözlerini yazmak için, mürekkeb olsa, o mürekkeblere o denizler gibi bir mürekkeb daha eklense, rabbimin kelimeleri bitmeden, onlar tükenirdi.” buyuruyor. Bunun misali şöyledir ki,
Dücane Cündioğlu ELİF ŞAFAK -AŞK KİTABI ÜZERİNE
Aklın kaleminden kırk kurallı aşk — "Mevlâna.... İslâm âleminin Shakespeare''i!" (s. 38) Başka bir zaman olsa, bu denli bayağı bir benzetmeyle karşılaştığım daha ilk anda muhtemelen elimdeki kitabı -bir daha açmamak üzere- kapatır ve bir kenara koyardım. Bu sefer öyle yapmadım. Bir lâ havle çekip bu bayağılığın altını çizdim, sonra da
"Zaten aşka kin kadar yakın bir his yoktur... "( derken bile 'aşk' kelimesiyle 'kin' kelimesini birbirine yakın yazan usta kalem Halid Ziya)
Sayfa 302 - Özgür YayıneviKitabı okudu
Geri16
65 öğeden 61 ile 65 arasındakiler gösteriliyor.