siyal

... Her şeyi planlamıştım. Elbette Wendy Keegan'la evliliğini ve iki çocuk sahibi olmak için otuzumuza kadar bekleyeceğimizi de planlanmıştım. Yirmi bir yaşındaysanız, hayat bir yol haritasıdır. Yirmi beş yaşınıza gelene kadar haritayı ters tuttuğunuzdan şüphelenmezsiniz ve bunu ancak kırkınızda anlarsınız. Altbeş yaşınıza geldiğinizdeyse, sözüme inanın, boku yemiş ve kaybolmuşsunuzdur.
Reklam
Özgürlüğün özgür iredeyi varsaydığı açıktır. Ancak irade öncelikle ortada bir amaç varsa kullanılabilir. Amaç yoksa isteme yoktur. Amaç bir inanç meselesidir; bir şeyin olası ve anlamlı olduğuna inanmadığınız takdirde o şeyi yapmak istemezsiniz. Bu inanç bir şeyin var olduğuna yöneliktir, yani gerçek olanla ilgilidir. Dolayısıyla özgürlük mutlak surette gerçekliğe bağlıdır. Yabancının hissettiği gerçekdışılık ise özgürlüğünü kökünden koparıp atmaktadır. Gerçekdışı gelen bir dünyada özgürlüğünü yaşamak, düşerken zıplamak kadar imkansızdır.
Bunun üzerine John, "Joseph de Maistre der ki," deyip gözlerini kapadı ve ezberlemekle kalmayıp kim bilir ne demeye dilimize, tabi kendince, çevirdiği şu cümleleri sıraladı: "İnsanoğlunun yıkıcı eli yaşayan hiçbir şeyde ayrım gözlemez; beslenmek için,güzelleşme için, saldırmaya için, savunmayı için, eğlenmek için, öldürme için öldürür. Gururlu ve korkutucu bir aaa... kraldır; her şey ister ve hiçbir şey ona karşı koyamazdır. Koyun barsaklarını çıkarıp harpına tel yapar. Kurdun dişini söküp kendine süs yapar. Filin dişini koparıp çocuğuna oyuncak yapar. Sofrası cesetlerle doludur. Tüm bu vahşette onu kim durdurabilir? Kendisisi. İnsanın katlinde sorumlu insandır. Canlı yaratıkların şiddetle yok edilmesiyle ilgili büyük yasa böylece tamam olur. Ebediyen kanla yıkanacak tüm dünya, aslında tüm canlıların kurban edileceği boş bir sunak taşından ibarettir. Sonu olmadan, ölçüsü olmadan, duraksama olmadan... Ta ki canlılar tükenene, kötülük yok olana ve ölüm ölene kadar."
Sayfa 206Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
"Zaman aslında su, Charlie. Hayat ise onun altından akıp gittiği köprü."
Sayfa 155Kitabı okudu
"Kâbe hakkı için, sen gerçekten insan ipeğisin Hüdâyî!"
Sayfa 296Kitabı okudu
Reklam
... Bakın işte, bunca savaş, çapul, cinayet, hırsızlık... Dünyalık uğruna ve dünya için... Oysa biz bu kervandan sonra bir kervana daha katılacağız. İstesek de istemesek de... O kervanda insanın devesinde taşıdığına değil, kalbinde taşıdığına bakacaklar... Dünyadakiler yazık ki uykuda yol alan kervan ehline benziyorlar... Onlar uyusalar da kervan gitmeye devam eder. Bunun için Allah'ın bir meleği vardır, her gün bağırır; 'Doğun, ölüm için! Toplayın yok olmak için, yapın yıkılmak için, ilerleyin varmak için!..' İş odur ki kişi gittiği yolu uyanık gide!"
Sayfa 222Kitabı okudu
Bu şehir, bir zamanlar, Batı sanatının geleneklerinin Doğu'daki temsilcisi olması amacıyla inşa edilmişti. Konstantinopolis, zaman içinde, Doğu'dan gelen ve Batı'ya yönelik Asya sanat geleneklerinin sentezcisi, Batı'ya aktarıcısı haline geldi. İstanbul olarak da Asya sanatının Avrupa'nın doğu bölgelerinde zaferini belgeledi.
Şunu ilan edebilirim ki, hem Bizans'ın Konstantinapolis'i ve hem de Osmanlıların İstanbul'u bugün bilinmeyen dünyalardır....... Kitaplara benzetiyorum bu şehirleri, içindeki harfleri okuyamadığımız kitaplara. Bu canlı şehir, yaşayan bir beden ve onun ruhu bizim için hâlâ muazzam bir sır gibi.
Tarihte hava hiçbir zaman birdenbire aydınlanmamış, güneş hep doğudan doğmuştur.
Sayfa 147Kitabı okudu
Organizmalarımız daha farklı biçimde tasarlanmış olsaydı, etrafımızdaki dünyayla ilgili yapımlar da başka türlü olurdu. "Mutlak" gerçekliğin neye benzediğini bilmiyoruz ve bilmemiz de pek mümkün değil.
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Belirsizlik insan yaşamının doğal habitatıdır; belirsizlikten kaçma umuduysa insan yaşamındaki arayışın motorudur. Belirsizlikten kaçmak, yalnızca zımnen varsayılsa bile, her türlü karma mutluluk hayalinin en önemli bileşenidir.
"...Eldeki bütün ampirik veriler, varlıklı toplumların nüfuslarında, mutlu bir yaşamın temel aracı olduğuna inanılan zenginlik artışı ile mutluluk artışı arasında hiçbir bağlantı olmadığını ortaya koyuyor!"
Sayfa 10 - Michael Rustin, What is wrong with happiness?Kitabı okudu
Çok fakir mahallelerde birçok berber var gibi görünüyor, ama berberler dışında hiç kimsenin ne saçı taranmış ne kesilmiş ne de tıraş edilmiş.
Sayfa 142Kitabı okudu
Dracula bir metnin üretiminin hikayesidir. Anlatıcıları (çeşitli anlatıcıları vardır) sadece kişisel olarak yaşadıklarını kaydedebilir. Metin her şeyi bilen bir ses sunmaz. Dahası, metni oluşturan çeşitli parçaları koruma ve aktarma işlemi birçok biçimden faydalanıyor. Steno ile tutulan, gramofona kaydedilen, daktiloda (iki kopya halinde) yazılan ve telgrafla gönderilen notlar gibi.
demek zenginlerin kafa böyle gidiyormuş :))
"Sen. oradaki..." ..... Orada bulunan tek tanık haklı çıkmaya başlıyordu, idrak ettiği şeyle birlikte kan beynine sıçradı. Braddock Washington Tanrı'ya rüşvet teklifinde bulunuyordu!
Sayfa 234Kitabı okudu
511 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.