Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
Devletten daha önce, devletten daha önemli, devleti de düzeltecek tek bir şey var. O da iyi, doğru, güzel insanlar inşa etmektir. Gerçek siyaset işte budur.
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
"Sevgili Bay Bukowski: Neden hiç siyaset veya dünya meseleleri üstüne yazmıyorsunuz?" Μ.Κ. "Sevgili M.K.: "Ne diye? Yani, yeni bir şey mi var? -yemeğin altının yandığını herkes biliyor."
Ama siyasetim yoktu benim, düzenbazlıktan başka bir şey değildi siyaset: tarih hepimizi düzüyordu sonunda.
Uzatmayalım efendim, İtalyanlar evvela arsayı Yanbastı Fettah Paşanın ikinci hareminden Paşa namına satın alıp, sonra da üstüne köşkü kuruyorlar ve köşkün altın anahtarını başmabeyinciye teslim ediyorlar. Siz Yanbastı Fettah Paşanın köşkünü bilir misiniz? Demek bilmiyorsunuz... Mutlaka gidip görün; zaten Betül Hanımın izini bulmak için nasıl olsa
Sayfa 101 - Nesin Yayınevi / Yanbastı Fettah Paşazade Sarsak Mecdi Beyin KöşküKitabı okudu
Çok param olsa bir köy inşa ederdim. Komşularım sanatçı, öğretmen, emekçi esnaf, koşulsuz özgürlüğe ina­nanlar ve her gün sokaklarda cıvıldayan çocuklar ile güzel hayvanlardan ibaret. Ne siyaset konuşurduk aramız­ da ne de din. Tek derdimiz havanın ne zaman bozacağı olurdu.
Reklam
Kizb Sıdk
Halbuki şu zamanda, kizb ve sıdkın ortasındaki mesafe o kadar kısalmış ki, âdeta omuz omuza vermişler. Sıdktan yalana (geçmek) pek kolay gidiliyor. Hattâ siyaset propagandası vasıtasıyla yalancılık, doğruluğa tercih ediliyor. İşte en çirkin şey, en güzel şeylerle beraber bir dükkânda, bir fiatla satılsa; elbette pek âlî olan ve hakikat cevherine giden sıdk ve hak pırlantası o dükkâncının marifetine ve sözüne itimad edip, körükörüne alınmaz.
Sayfa 599 - Türkiye Diyanet VakfıKitabı okudu
Biz'i ne güzel anlatmış..
"İlgi ve alakamızın çok fazla talibi var bu dünyada. Her şey bizi bir yerimizden çekiştiriyor. Madde dünyası, magazin dünyası, moda dünyası, estetik dünyası, sosyal medya, siyaset... hepsi insanları her daim bir yerlerinden tutup bir yerlere götürmek istiyor. İnsan hangisine bakacağını, hangisine odaklanıp ne yapacağını bilemez hâle geliyor. O yüzden insanları bocalar, sersemler, ayakları dolanır hâlde görüyoruz. Bir şeyi tamamlamadan diğerine atlamaya mecbur bırakılan ve bu yüzden de her şeyi yarım yamalak yaşayan bir insanlıkla karşı karşıyayız..."
Halbuki şu zamanda, kizb ve sıdkın ortasındaki mesafe o kadar kısalmış ki âdeta omuz omuza vermişler. Sıdktan yalana (geçmek) pek kolay gidiliyor. Hattâ siyaset propagandası vasıtasıyla yalancılık, doğruluğa tercih ediliyor. İşte en çirkin şey, en güzel şeylerle beraber bir dükkânda, bir fiyatla satılsa elbette pek âlî olan ve hakikat cevherine giden sıdk ve hak pırlantası, o dükkâncının marifetine ve sözüne itimat edip körü körüne alınmaz. Sözler
Sayfa 530Kitabı okudu
Chambord Kontu (V. Henri) olayını hatırlıyor musunuz? Bu da bir kral, lejitimist [iktidarın meşruluğunu soya dayandıran monarşi taraftarı]... İspanya'da Don Carlos'un yaptığı gibi, o da aynı dönemde Fransa'da iktidar arayışına girmişti. Hatta birbirlerini aynı aileden, aynı kökten sayabilirler, ama ne kadar farklı! Biri inançlarına
Sayfa 296 - 297, 298, 299,300, 301,302,303Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
625 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.