248 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
Osmanlı ve Cumhuriyet tarihinde yaşanan hainlik söylemlerini değerlendiren eser.
Eser; 1800 yılından, 2014 yılına kadar geçekleşmiş, önemli olaylara dahil olmuş kişilere yapılan hainlik söylemleri hakkında incelemeler içermektedir. Öncelikle işlediği konular ve kronoloji sıralamasından dolayı, çok iyi bir eser diyebiliriz. Dili,
Abdülhamid Gerçeği
Abdülhamid Gerçeği
eserinde olduğu gibi, fazla akıcı olmayan bir anlatıma sahip olmamakla birlikte, Hain`nâme eseri yalın, akıcı ve anlaşılırdır. Yazar eserde, biraz fazla iyimser ve pozitif bakış açısı ile değerlendirse de, bahse konu dönemlerdeki anlatılan olayları yaşayanların hisleri ve tepkileri, herkesçe malum olduğu üzere bu kadar yumuşak olmayabilir. Ancak eserine konu ettiği olayların çoğunda kendisine katılmakla birlikte , bunların çoğunluğu gündelik ve siyasi basit meseleler olduğunu belirtmeliyiz. Ancak, büyük meselelerdeki yorumlarına pek katıldığımız söylenemez. Çünkü bir insanın hain olabilmesi için, daha ne yapması gerekir sorusunu çokça sordurtmuştur. Her durumda her şey alttan alınmaz. Özellikle de mevzu, işgalde olan bir ülke ve bağımsızlıkları için can vermeye hazır insanlarımızın kaderini birinci dereceden ilgilendiren meselelerde !
Hain'nâme
Hain'nâmeOrhan Koloğlu · Tarihçi Kitabevi · 20146 okunma
Devlet, Hasan Sabbah'ın kurulu siyasi ve içtimai nizam için arz ettiği tehlikeyi, biraz aşağıda görüleceği üzere, daha Alamut Kalesi'ne yerleşmeden önce aldığı tedbirlerle, idrak ettiğini göstermiştir. Aynı devletin sivil teşkilatının başı olan Vezir Nizâmü'l-mülk, yazdığı "Siyâset-nâme" adlı kitapta Bâtıniliğe geniş bir yer vermek suretiyle Sünniliğe aykırı bu yeni cereyana karşı ilk ideolojik mücadeleyi açmış ve tehlikeyi belirtmiştir. Bâtıniliği ve istinat ettiği fikir sistemini çürütmek için böylece açılan fikir düellosu daha sonra bilhassa Gazâlî (ölm.; 1111) tarafından devam ettirilmiştir.
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
Tarihi bilgilere bakıldığında asıl tek tanrıya geçiş fikrinin Zerdüşt'ten çıktığı bir gerçek. Daha önce varlıklarına inanılan İndra, Mitra, Varuna üçlü tanrıça inancından tektanrı (Ahura Mazda) inancına geçişi kendisi ortaya atmıştır. Bundan dolayı bazı filozoflar, "Kur'an ve Tevrat'taki çoğu bilgilerin kökeni Zerdüşt inancına dayanır" fikrini savunuyorlar. Zerdüşt çok önemli bir filozoftur; diyebiliriz ki kendisi eşitlikçi görüşlere de sahiptir. Nitekim; "Mülk, bütün insanlar arasında ortaktı" düşüncesini savunmuştur. Bu konuda Nizam ül Mülk, "Siyaset name" adlı eserinde Zerdüşt 'ten önemli bilgiler aktarmıştır.
Konya Mevlâna Dergâhı'nın başına I. Abdülhamid'in sadrazamı Şahin Ali Paşa'nın (v.1203/1789) atamasıyla gelmiş olan 22. Çelebi el-hac Mehmed Efendi'nin[1] (v.1230/1815) 3. kuşak torunu olan Konya Mevlâna Dergâhı'nın 28. Çelebisi II. Abdûlhalîm Efendi’nin (v. 12 Ekim 1925 / 24 Rabiulevvel 1344) Çelebi makamına ikinci kez
Sayfa 178 - Mustafa İzzed Abdülbâki Gölpınarlı (v. 25/08/1982), İnkılap Yayınları, İstanbul 1983, s. 178-181.
Manisa Günlükleri 3
Manisa tarihi genellikle üç kısımda incelenir. Bugün sizlerle üçüncü bölümü paylaşmaya çalışacağım. Manisa sahip olduğu tarihi eserlerin birçoğunu osmanlıya borçlu. Sancağa çıkma uygulamasının en önemli merkezi olması dolayısıyla saray erkanı burada yetişmiştir. Burada yetişenler padişahla beraber İstanbul'a geçmiştir. 1400 ile 1600 arasında
Machiavelli'in prens/hükümdar kitabından yaklaşık 400 yıl önce yazılmasına ve Siyaset sosyolojisinin temellerini atan çok önemli eserlerden biri olmasına karşın, Selçuklu vezir-i azamı Nizamü'l-Mülk' ün Siyaset name adlı eseri hakkında son derece az çalışma bulunmaktadır.
Sayfa 18 - Kırmızıkedi yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eski İran geleneğini aksettiren Pend-nâme, Siyaset-nâme ve Nasihat-nâmelerde daima tekrarlanan öğüt şudur: Hükümdarın kuvvet ve kudreti hazineye bağlıdır, hazineyi doldurmak için hükümdarın reâyâ'yı yumuşak ve âdil bir idare altında tutması, zulmü önlemesi gerekir. Fakat bu adâlet, otoritesi hiçbir sınır tanımayan bir hükümdarın adâletidir. Yüksek adalet, belli kanunların bağımsız mahkemeler tarafından uygulanmasıyla sağlanan bir adalet olmaktan ziyade, bizzat hükümdarın bir af ve bağılama fiili sonucu ortaya çıkar. Adâletin yerine getirilmesi, aynı zamanda hükümdarın sınırsız otoritesinin ortaya çıkıp belirmesi için bir fırsattı..
Sayfa 96 - Kronik KitapKitabı okudu
Nizamülmülk, Müslümanlığı şeriat kuralları olarak benimsetirken kendi eylemlerini güvence altına almayı da ihmal etmemiştir. Türkan Hatun'un Melikşah yanındaki üstün konumunu engellemek amacıyla, Gazali'den aldığı bir hadisi kullanmaktan çekinmemiştir: "İşlerinizde kadınlarla istişare ediniz ... Onlar 'şöyle yapmalıdır' diye ne söylerlerse onun aksini yapınız; ki, doğru çıksın." Nizâmü'l Mülk, Siyaset-name
Sayfa 141
Hasbihâl
Sınırsızlık içindeki gökyüzünü, masmavi denizleri, uçsuz bucaksız ormanlıkları, çayırlıkları, zirvelerden seyrine do-yum olmayan manzaraları, tatlı telaşlarla koşuşturan kent yaşamlarını, gözlerimizin ulaşamayacağı menzilleri elimiz-den almışlardı, dogru. Uzak kavramının önüne, üç beş adımda başlayan duvarlar örmüşlerdi, o da doğru. Ancak sınırsız duyguların yakıtıyla çalışarak, milyonlarca manzarayı peş peşe gösterme yeteneğine sahip zihin kameralarını unutmuşlardı. Belleği sağlam kameralar!
Sayfa 75 - Dipnot
Selahattin Demirtaş
Bizim ölümüz dahi onların dirisinden daha büyük siyaset yapar.
Sayfa 84 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Thank you, Anna, for having been among us. Neither Putin, nor his evil henchmen, nor your pro-Kremlin journalist colleagues have been able to kill you. In this undeclared war of honor against dishonor you have come out the winner for eternity. May your name be revered!
Sayfa 449 - Marina KostenetskayaKitabı okudu
We initially expected to question him; Putin was listed as a witness for a whole year, but suddenly disappeared. The Commission passed no resolution to take Putin off the list? No, and neither did it discuss why his name disappeared from the list of witnesses.
Sayfa 308Kitabı okudu
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.