Yapılacak en önemli iş
Bir toplulukta veya bir ülkede yönetimin daha iyi olmasını istiyorsak daha iyi yönetime liyâkat kazanacak şekilde cemiyetin manen, fikren ve ahlaken gelişmesi gerekir. Aksi halde, daha iyi yönetimlere erişmek bir hayâl olur. Çünkü nasıl isek yöneticiler de öyle olacaktır. Halk lisanı ile"Tırhallı, birhallı olacağız" veya başka deyişle; "Tencere yuvarlanır kapağını bulur..."
Bazı kimselerin, AT (Avrupa Birliği) üyesi ülkelerin Anayasalarında değişiklik yaparak, egemenliklerini devretmeleri olayını misal göstererek "Madem ki onlar böyle yapmışlar, bizimde yapmamızda bir sakınca olmaz" şeklin deki görüşlerine katılmak mümkün değildir. Çünkü AT, üç temel baz üzerine kurulmuştur: 1-Manevi yapı olarak hıristiyanlık, 2-Kültürel yapı olarak eski Roma ve Yunan medeniyeti, 3-Kapitalist ekonomiye bağlı bir federasyon. Topluluğa giren Avrupa ülkeleri zaten bu şartların içerisindedirler. Girmekle manevi ve milli değer ve kimliklerinden pek birşey kaybetmiş olmazlar. Biz bu üç unsurunda yabancısıyız. Bu şart ve unsurlar, milli ve manevi yapımıza uymaz, bizim tarihi gelişmemiz kurduğumuz medeniyetler ve o medeniyetleri temsil eden devletlerimiz hep bağımsız olmuş, tarihte takip ettiğimiz yörüngenin genel istikameti batı ülkelerine paralel değildir. Manevi hüviyetimizi milli değerlerimizi karakterimize tamamen zıt şartlar ve kültürler içerisinde kaybetmeye razı olmamız mümkün değildir. "21'inci yüzyıla gireceğimiz bir devrede, manevi değerlerin lafı mı olur? Bu asırda parasal değerler karşısında herşeyi feda etmek mubahtır" tarzındaki bir anlayışa asla iltifat edecek bir millet değiliz. Biz inancını, bağımsızlığını, mukaddesatını daima maddi menfaatlerin üstünde tutmuş olan bir milletiz. Parayı putlaştıran manevi ve kutsî değerleri önemsemeyen, materyalist karakter daima bizden uzak olmuştur. AT'a katılmamız, bir kelime ile bizim milli fıtratımızla bağdaşmaz.
Sayfa 348Kitabı okudu
Reklam
Nihayet hakkımızda elli sayfalık bir iddianame ile 163/1 Madde'den bir ceza davası açıldı. Ana hatlanıyla şöyle deniliyordu: Bunlar her ne kadar, zahiren bir parti olarak örgütlenmişler ise de esas maksatlan, Kur'an'da belirtilen Şeriat nizamını kurmaktır. Devletin bugünkü siyasi, içtimaî, iktisadî temel nizamlarını yürürlükten kaldır mak yerine dinî kuralları koymaktır. Öyleyse 163'üncü Madde'ye göre cezalandırılmaları gerekir. Savcılık bu iddialarıyla bir bakıma İslâm'da parti yoktur, sizler İslâm'ın dışına çıkmış kimselersiniz diyenlere de sanki bizim lehimize ce vap vermiş oluyordu. Bunlar zaten kanunların anladığı manada parti değil. Kanuna karşı hile yapıyorlar, kendilerini parti imiş gibi gösteriyorlar. Gerçekte bu gösterinin altında, tüm ve eksiksiz olarak Kur'an'ı ve onun nizamını özlüyorlar...
Sayfa 262Kitabı okudu
"Her insanın inandığı davanın, sistemin gerçekleşmesi için millet ve memleketine karşı yapmaya mükellef olduğu, kaçınılmaz hizmetler vardır. Siyasi aksiyon bu hizmetlerin başında gelir."
Eskiden Osmanlı Devri'nde zaptiyeler, silah araması taraması yaparken, aksakallı nurani yüzlü bir hoca efendinin cübbesinin altından bir metre uzunluğunda bir yatağan (pala) çıkmış. Zaptiyeler ayıplamış "Yazık yazık hoca efendi sen de mi böyle yapacaktın. Bu nedir? demişler. - Evlâdım biz ilmiye sınıfındanız, yazı yazarken bazı yanlışlar oluyor da onu bununla kazıyoruz.. - Aman hoca efendi o sizin dediğiniz işi yapmak için üç santimlik bir kalemtraş bile kafi gelir, buna ne hacet var? -Evlâdım bazen öyle büyük yanlışlar olur ki ancak bu pala ile kazınabilir.
Sayfa 223Kitabı okudu
Gerek kendi gerekse karşı görüşte olanların kaynaklarına göre Siyonizm'in menşei, muharref Tevrattır. Muharref (değiştirilmiş) Tevrat'a göre Yahudiler üstün ırktır. Dünyayı idare etmek hakkına sahip yegane millet kendileridir. Hatta bir kimse Yahudi dinine girmeye karar verse kendi ırklarından olmadığı için giremez. Bütün ülkeler ve krallar kendile rinin köleleri olacaktır. Arzı mev'ûd kendilerinin tabii vatanıdır. Yani vadedilmiş topraklar. Nil Vadisi'nden, Fırat Vadisi'ne kadar uzanır. Bu hudut son yıllarda İstanbul'da Beykoz'un ilerisindeki Yûşâ tepesine kadar uzatılmıştır. Bütün bu saha, kıyametten önce kurulacak bütün dünyaya hükmedecek olan bü yük Yahudi İmparatorluğu'nun ana vatanını teşkil edecektir. Kendileri ile diğer dinlere mensup olanlar arasında kesinlikle eşitlik söz konusu olamaz. Mesela faiz almak kendi aralarında caiz değilse de, kendilerinin başka milletleri istismar için başta faiz almak üzere bütün benzeri istismar vasıtalarını kullanmaları caizdir.
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
Nasreddin Hoca, dağda odun keserken bastığı dalın kök tarafına baltayı vuruyormuş. Oradan geçen köylünün biri, "Bre Hoca yaptığın iş yanlış, kök tarafına baltayı vurursan dal kırılır, sen ağaçtan düşersin" demiş. Hoca dinlememiş ağaçtan düşmüş. Koşa koşa köylüye yetişmiş, "Yahu sen ne akıllı adamsın, benim ağaçtan düşeceğimi bildin, ne zaman öleceğimi de bilirsin elbet. Bunu da söylemeden seni bırakmam. Köylü Hoca'nın elinden kurtulmak için ona bazı şartlar söylemiş. "Bu şartlar gerçekleştiği takdirde sen öleceksin." Odunu yüklemiş kasabaya gelirken, köylünün söylediği şartlar gerçekleşmiş, hoca da öldüğünü kabul ederek upuzun yola uzanmış. Bu esnada bir kurt gelerek sahipsiz kalan merkebi evire çevire yemeye başlamış. Hoca yattığı yerden başını kaldırarak: -Ye bakalım ye, ölmüş adamın eşşeğini yemek kolaydır. Ben sağ olsaydım bunu sana bırakmazdım demiş. Biz kendimizi hoca gibi ölmüş farz edersek temel insan hak ve hürriyetlerimizi, elmizden alacak kurtlar eksik olmaz. Şâirin dediği doğrudur. Sahipsiz olan vatanın batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır... Tabii haklarına sahip olamayan vatanına da sahip olamaz.
Sayfa 196Kitabı okudu
Hamd, Allah'a mahsustur, (O'na hamdederim). O Allah ki Halik'tır her şeyi o takdîr eder. Bârî'dir, takdîrine uygun şekilde îcâd eder. Musavvir'dir, yarattığı şeyleri en güzel bir tertipte sûretlendirir. Azîz'dir saygılıdır. Herkes O'na muhtaçtır, fakat O'na erişmek zordur. Cebbâr'dır kahr u galebe
Sayfa 417Kitabı okudu
Önce İsmet Paşa, Milli Nizam'in kuruluşunu haber veren gazetecilere: -İyi olmuş, parti kurdukları, bakalım 50 sene sonra oranları % kaça düşmüş öğreniriz demişti. Ama daha sonra, Trabzon'da, Hatay'da ve hatta yarım asırlık CHP kalesi olan Malatya'da kendi seçmeninin ve partisinin mahalli direği durumunda olan nüfuzlu kimselerin Nizam'a geçtiğini duyunca şaşırmış, o meşhur beyanatını vermişti.: - Bir mühendis efendi çıkmış, İmâmı Gazâli'yi ve İmâmı Rabbani'yi okutacağız diyerek, iktidara geleceğini ümit ediyormuş. Böyle şey olmaz, deyivermişti.
Sayfa 192Kitabı okudu
(Erbakan hocanın Milli Nizam Partisi kurulurken yaptığı parti büro açılışlarından bahisle) Gelen haberlere göre Hoca'nın yaptığı iş şöyle yürüyordu: Bir ile gidiliyor, önce bir salon veya açık hava sineması bir geceli ğine kiralanıyor, belediye hoparlörü varsa onunla yoksa beş on lira karşılığında tutulan bir dellal marifetiyle halka
Sayfa 191Kitabı okudu
72 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.