Eski kavimlerden başına gelen feci akıbet.
"O iyi dediğiniz kimselerde kötülerle beraber aynı cezaya çarptırılmayı hak ettiler. Çünkü onlar, kötülükleri önlemek için üzerelerine düşen vazifeleri yapmayarak aynı suçlara iştirak etmiş oldular. Yerine getirin." O şehir batırılıyor. Gözleri yaşlı namaz kılanlarla birlikte.
Sayfa 27 - Mgv YayınlarıKitabı okudu
Hocalarımız, bize hukuk fakültesinde, ahlak nizamı ile hukuk nizamının münasebetini anlatırken şu gerçeği vurgulamışlardı. Bir cemiyette ahlak nizamı tam ve kamil manada hakim ise hukuk nizamına görev kalmaz. Çünkü herkes kendiliğinden hakka riayet eder mahkemeler işsiz, hapishaneler boş kalabilir.
Reklam
Ilk seçimde alelacele iktidara gelme hayali, yani kısa vadeli hedefler aksiyonlar, düşünceler, ne gelmişse memleketin başına bu kısa devre yapan fikirlerden, fikirlerden gelmiştir, gelmeye devam etmektedir.
Sayfa 81 - Mgv YayınlarıKitabı okudu
Ormandaki ağaçlara sormuşlar: "Neden boynunuz bükük, melül mahsun duruyorsunuz?" demişler. Onlar da: "Neden düşünmeyelim, balta bizim kökümüzü kesiyor, buna yanmıyoruz da sapı bizden, ona yanıyoruz." demişler.
Sayfa 119 - Mgv YayınlarıKitabı okudu
Siyasette 35 Yıl 1. Cilt - Süleyman Arif Emre
Siyasetten Uzak Durun Diyenler Dindarlara Karşı Cevap..! Ehil kişiler siyasetten kaçınırsa, o cemiyette yaşayanların şikayet etmeye hakları olmaz. Siyasetten Uzak Durun Diyenler Dindarlar..! 1- Siyaset bir bataklıktır, yaklaşmamak lazım. 2- Siyaset iyi insanların işi değildir. 3- Müslüman siyasetle uğraşmaz. İbadetinde, işinde
Menderes'in Osman Bölükbaşı Korkusu ve Kırşehir Meselesi..!
14 Mayıs 1950 seçimlerinde, Kırşehir'den, Millet Partisi Milletvekili olarak, sadece Osman Bölükbaşı seçilerek Meclis'e girebilmişti. Hatta bu haberi duyan rahmetli Menderes'in: "Keşke o kazanmasaydı da Millet Partisi'nden 100 kişi kazansaydı!" dediği rivayet edilir. Osman Bölükbaşı seçilmesin diye Kırşehir'in il iken ilçe yapıldığı, sonra yeniden İle çevrildiği, herkesin malumudur. Bu yüzden sert tenkitler yapıyor diye Osman Bölükbaşı'nın, dokunulmazlığının kaldırılması, tutuklanması, yukarıda bahsi geçen Malatya Davası sanıklarıyla birlikte cezaevinde yatırılması, bu devirde vukua gelen, partizanlık örnekleridir.
Sayfa 56 - MGVKitabı okudu
Reklam
Bayburtlu Dede Hoca Hazretleri Milli Görüş İçin Ne Dedi..?
Beyler milletimizin istikbalini kurtarmak siyasetle mümkündür. Takva devri geçmiştir, fetva devri geçmiştir, devir siyaset devridir. Şimdi bunları izah edeyim. Takva devri geçmiştir derken, herkesin dinimizin icaplarına uymasına gerek yoktur demek istemedim. Demek istediğim, herkes züht takva sahibi olsa bile sadece bunula millet manen ve maddeten kalkınamaz, kurtarılamaz. Fetva devri geçmiştir, demekten maksadım, fetvalar hükümsüz manasına gelmez, ama gördüğünüz, bildiğiniz gibi, kim kime fetva verecek? Kim riayet edecek? Devir siyaset devridir diyorum. İşlerimiz ancak sizin gibi dürüst temiz idealist gençlerin siyasete atılmasıyla, idareye yön vermesiyle düzelebilir. İyi insanlar siyasetle uğraşmaz sözü, mukallid sözüdür. Hükmü yoktur, iyi insanlar bu işlerden uzak kalırsa, işler ehil olmayanlara bile bile terk edilmiş olur. Bu ise hatadır. Ah keşke ben de sizler gibi genç olsaydım da, sakalımı keserek aranıza katılsam, bu yolda yapılacak hizmetlerin sevabından ben de payıma düşen hissemi alabilseydim. Allah'ın sevgili kullarını bizim gibi kimseler arasında değil, bundan böyle genç arkadaşlarınız arasında arayınız. Paşa Dede, bundan sonra Ekrem Ocaklı'ya ve Mazhar Gürgen Bey'e direktifler vererek davaya karşılıksız hizmet etmelerini istedi.
Sayfa 168 - MGVKitabı okudu
Erbakan Hoca Teşkilatları Nasıl Kurardı..?
Bir ile gidiyor, önce bir salon veya açık hava sineması bir geceliğine kiralanıyor, belediye hoparlörü varsa onunla yoksa beş on lira karşılığında tutulan bir tellal marifetiyle halka ilan ilanat yapılıyor: -İşittik işitmedik demeyin, Milli Nizam Partisi Genel Başkanı Profesör Necmeddin Erbakan Bey, şehrimize gelmiş, falanca salonda akşamdan sonra sizlere partisinin, görüşlerini anlatacak. Bütün il halkı davetlidir. Hoca konuşmaya başlayınca, dinleyicilerin çoğu alakasız. Bir süre sonra yüzlerini sahneye dönüyorlar, bir süre sonra söylenenleri başlarıyla tasdike başlıyorlar, bir süre sonra çat pat alkışlar başlıyor, konuşmanın sonunda hemen hepsi zapta zor sığan birer Milli Görüşçü kesiliyorlar. Konuşma bittiğinde, herkes gitmeye hazırlandığı sırada, Hoca, kürsüden inerek koşuyor, daha önce elde ettiği anahtarla salonun kapısını kilitliyor ve yüksek sesle bağırıyor: -Nereye gidiyorsunuz, gidemezsiniz, yağma yok, bu vatan yalnız benim değil, hepimizin. Anca beraber kanca beraber. Dönün hepinizi partiye üye kaydedeceğim. Kayıtlar yapılıyor. Müteşebbis il idare kurulu oradakiler tarafından seçiliyor. Hoca işini bitirip diğer ile hareket ediyor.
Sayfa 182 - MGVKitabı okudu
Meclislerimiz Asla Verimli Çalışamaz..!
Muhalefetin her dediğini, sırf muhalefetten geldiği için reddetmek itiyadından iktidarlarımız kendisini kurtarmadıkça, meclislerimiz asla verimli çalışamaz.
Sayfa 124 - MGVKitabı okudu
Osman'ın Demirel ile arasının iyi olduğu devrelerde, Demirel'e bir istekte bulunmaya gidiyor. Rahmetli Tarım Bakanı Bahri Dağdaş Demirel'le tartışma halinde, "Bizim Konya'ya bir gübre fabrikası kurmak için döviz ayrılmalı" diye ısrar ediyor. Münakaşayı kısa kesmek için Osman araya giriyor: -Ben sizin derdinize çare bulacağım dinleyin, hiç döviz harcamaya gerek yoktur. Bizim S...yı o mintikaya gönderin, bir hafta dolaşsın, böl genin bütün gübre ihtiyacı karşılanır. Dövize falan hacet kalmaz. Bu kişi lüzumundan fazla şişman bir AP'li imiş.
Sayfa 143Kitabı okudu
76 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.