Kadın diri diri gömülürken, onu oradan çıkarıp, ayaklarının altına cenneti seren dinin adıdır " İSLAM ". Necip Fazıl Kısakürek Hz. Peygamber'in getirdiği din ile kadın vakar, şeref ve sosyal statü kazanmıştır. İslam ile kadının medeni, sosyal, iktisadi ve hukuki hakları garanti altına alınmış, kadının evlat, eş ve anne olarak statüsü
Sosyal psikoloji araştırmalarına göre, bir insan beynini R-Kompleks seviyesine indirmenin en iyi yollarından biri onu bir gruba dahil etmekti. İç bağları sıkı bir grup içinde, kişi "akıl ihalesi" yoluyla mantığını (korteks) kullanmaktan vazgeçebiliyordu. Bu amaçla kullanılan ikinci yol, kitleleri korku kültüründe yaşatmaktı...Korkuya dayalı politik propaganda ile kitleler R-Korteks seviyesine indirilebiliyor. Bu siyasi stratejide 3-D çok önemlidir. Düşman göster, Dayanışma duygusunu kışkırt, Düşündürme! Sürekli çatışma çıkar ki, taraftarların düşünemesinler! İnsanların mantığına değil, iç güdülerine hitap et!
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Dine inandığını yine de söylüyordu, fakat akıl süzgecinden geçen bir inançla. Müslümanlık onun gözünde mantık, muhakeme, bilim ve bilgiyle uyumluluk içinde 'doğal bir din'di. 'Milletin kalbine yöneltilmiş zehirli bir hançer' olan yobazlığa bütün gücüyle karşıydı. Çağdaş bir görünüşün Müslümanlığa aykırı olduğunu ileri sürenleri azarlıyordu. Camilerde cuma günü verilen vaazların bilim kurallarına uygun olması gerekliydi; vaizler uygarlık dünyasının siyasi ve sosyal koşullarını yakından izlemek zorundaydılar. Bundan sonra vaazlar, halkın anlayabilmesi için, eski bir ölü dille değil, Türkçe olarak verilecekti.
Sayfa 451Kitabı okudu
352 syf.
·
Puan vermedi
Fevkalade Bir Roman
Tarık Buğra bu eseri için "en önemli eserim" demiştir. Belki orta karar okurlar için Küçük Ağa ya da Osmancık kadar cezbedici olamayabilir ama Türk gençliğinin çatışma ortamına çekilme sürecinin anlatılması ve derin devlet ilişkisini yansıtması bakımından son derece önemli bir eser... **** Gençliğim Eyvah, ilkgençlik yıllarımda okuduğum bir romandı. Tarık Buğra "en iyi romanım" diyordu onun için. Oysa ben Buğra'nın Küçük Ağa ve Osmancık'larına hayrandım. Nasıl olur da bu, onlardan daha iyi olabilirdi? Nitekim, okuduktan sonra bende pek yer etmedi Gençliğim Eyvah. Belki de gençken okumuş olduğum içindi. Çünkü artık kırklı yaşlarında ilerleyen biri olarak tekrar okuduğumda, tek kelimeyle "bayıldım" bu romana. Romanda üç ana karakter var: İhtiyar, Güliz (Sıdıka) ve Delikanlı (Raşit). Roman için kısmi bir distopya da diyebilirim. Farkı şu; gelecek değil de geçmiş kurgulanmış. İhtiyar karakteri Türk edebiyatının hatta siyasi ve sosyal tarihinin en ilgi çekici tiplerinden biri olabilir. Roman siyasi tarafının baskınlığıyla dikkat çekiyorsa da, bir aşkı arka fonda kullandığı da bir gerçek. Hatta en önemli motif, aşk. Gençliğim Eyvah, 70'li yılların Türkiye'sinde cereyan ediyor. Ancak bugüne yansıyan ve meselelere bakışımızı değiştirebilecek bir roman. Tarık Buğra'nın hayat görüşünü de ortaya koyan, birbirinden kıymetli tespit ve aforizmaları olan bir eser Gençliğim Eyvah.
Gençliğim Eyvah
Gençliğim EyvahTarık Buğra · Ötüken Neşriyat · 20181,060 okunma
Ali Şeriati: Kürt medeniyetinden, Yunan ve çağdaş Amerikan medeniyetine... Araştırmacı Remzî Pêşeng'in Ali Şeriati konulu makalesi... Ali Şeriati’nin “İslam Bilim” ve Medeniyetler Tarihi adlı derslerinin “ Orijinal” çevirisi - 1 …Buna göre, Beynen Nehreyn’den Kürt adasından Yunanistan’a yansıyan Zeus isimli Tanrı, kültür ve medeniyetin
‘’Dünya gitgide daha çok modaların tesirinde kalıyor. Moda artık yalnız iradesiz kadınları değil, fikir ve sanat alanını da dalgalandıran bir faktör oluyor. Bakıyorsunuz günün birinde bir kitap yahut bir yazar moda olmuş, herkes ondan bahsediyor; başka bir günde siyasi ve iktisadi bir rejimin dilden düşmediğini görüyorsunuz. Bizdeki bu, türlü son modalardan biri sosyal adalet, bir ikincisi de sosyalizmdir.’’
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.