"Elini göğsünün üzerine koydu.
Sanki, dedi, bak tam şuramda, sol yanımda, kalbimin altında bir yer eksik kalıyor. Sonra bu kadarla kalmıyor, o eksiklik bütün ruhuma doluyor. Ne yapsam eksilmiyor ne yapsam dolmuyor."
Bu genç kadının yüzüne baktığımda,
zamanın insana ne yaptığını,
neleri götürdüğünü ama
neye dokunmadığını da anladım;
saçların, dişlerin, rengin, kokunun, tenin,cüssenin
hatta boyun değiştiğini
ama sadece bakışların aynı kaldığını.
sus, kimseler duymasın,
duymasın, ölürüm ha.
aymışam yarı gece,
seni bulmuşam sonra.
seni, kaburgamın altın parçası.
seni dişlerinde elma kokusu.
bir daha hangi ana doğurur bizi?