"Üstüm başım toz içinde,
Önüm arkam pus içinde,
Sakallarım pas içinde...
Siz benim nasıl yandığımı, nerden bileceksiniz?
Bir fidandım derildim,
Fırtınaydım duruldum,
Yoruldum ah çok yoruldum...
Siz benim neler çektiğimi nereden bileceksiniz?
Taş duvarlar yıkıp geldim,
Demirleri söküp geldim,
Hayatımı yıkıp geldim...
Siz benim neden kaçtığımı, nerden bileceksiniz?