Sosyalizm hakkında ne düşünüyorsunuz? Aptalca bir rüya olduğunu düşünüyorum. Mümkün değil. Kapitalizmin var olması şart aslında. Kapitalizmden vazgeçersek çöküyor sistem. Daha doğrusu rekabetten vazgeçersek çöküyor. Çünkü ilerleme olmuyor. Hiç kimse ben daha iyisini yaparım demiyor. Ama bunun yanında işçini ve çiftçini ezersen sistem yine
1960-1975 YILLARI ARASI 1960'ta ilk ihtilal. Türkçülerde yine ümit ve hareketlenme var. İhtilalin içinde yer alan Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının tasfiyesine rağmen ümitler kırılmamış. Türk milliyetçileri siyasete giriyor. Atsız ve Türkçüler, Türkeş'in arkasında. 1970'ler, soğuk savaşın en şiddetli rüzgârlarının estiği yıllar.
Reklam
Peki ya siz ötenazi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hekimin görevinin hastanın acısına son vererek onu tedavi edip iyileştirmekle sınırlı olmadığını, bunun başarılamadığı durumlarda hastaya rahat ve kolay bir ölüm sağlamayı da içerdiğini savunmuştur.
Halk Necâşî’yi dinden çıkmakla suçlayarak bir açıklama istiyordu. Necâşî, bir parşömen aldı ve üstüne: “O, Allah’tan başka tanrı olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve rasûlü olduğuna, Meryem oğlu İsâ’nın da O’nun kulu, rasûlü, Meryem’e indirdiği kelimesi ve ruhu olduğuna şehâdet etti” diye yazdı. Bu parşömen parçasını cübbesinin altına gizledi ve halkın huzuruna çıktı. Onlara “Ey Habeşliler, sizin kralınız olmaya en layık olanınız ben değil miyim?” diye sordu. “Evet” dediler. “Peki benim yaşamım hakkında ne düşünüyorsunuz?” “O, yaşamların en güzeli”, cevabını verdiler. Necâşî: “Peki sizi tedirgin eden nedir?” diye sordu. “Sen bizim dinimizi terk ettin ve İsâ’nın bir kul olduğunu kabul ettin” dediler. “Peki İsâ hakkında siz ne diyorsunuz?” diye sordu. “Biz O’nun Allah’ın oğlu olduğuna inanıyoruz” dediler. Bunun üzerine Necâşî elini göğsüne, tam gizlenmiş olan parşömenin üstüne koyarak “bu”na inandığına şehâdet ettiğini söyledi. Halk “bu” kelimesiyle kendi söylediklerini kastettiğini zannetti. Bu yüzden memnun ve teskin olarak ayrıldılar, çünkü Necâşî’nin yönetiminden memnundular ve sadece te’min edilmek istiyorlardı.
Sayfa 125Kitabı okudu
CEVHER DUDAYEV'LE BİR SÖYLEŞİ
Cevher Dudayev'le konuştuğumuzda, genellikle yakınlarından oluşan muhafızların konuşmalarından anladığımıza göre bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyordu. "Nereye uçuyorsunuz?" sorumuza ciddi bir cevap vermek istemedi: "Bakalım, nereye uçacağımızı ben de uçağa bindikten sonra pilottan öğreneceğim" diye şaka yapmayı yeğledi.
K24 sitesinin kitaptan paylaştığı bir bölüm
Yabancı, romu temkinli bir biçimde tattıktan sonra, “Fena değil” dedi. Bir içki tadımcısı havasıyla, “Haiti üretimi mi?” diye sordu ve hemen ardından Camel paketinden yeni bir sigara çıkarıp yaktı. Conde içkisinden kocaman bir yudum aldı, o felaket mofuconun[1] tadını çıkarıyormuş gibi davrandı. “Evet, Haiti üretimi olmalı... Pekâlâ, öyle
Bilgi Yayınevi
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.