-“Bir din adamı olarak, Batı Şeria topraklarını dini inançları gereği kutsal topraklar sayarak yerleşimleri boşaltmak istemeyen yerleşimciler hakkında ne düşünüyorsunuz?”
Yahudiler dünyaya ‘Biz çok acı çektik, bundan böyle canımız nasıl istiyorsa öyle davranacağız. Siz yerleşimciliği durdurmak mı istiyorsunuz, özgürsünüz, ama biz bizim için neyi iyi görürsek onu yaparız. Çektireceğimiz acılar bizi ilgilendirmiyor, yaşadığımız onca şeyden sonra kimse bize bir şey söyleyemez,’ demek istiyor.
“Bu sözlerin elbette Tevrat’la da, dini inançla da hiçbir ilgisi yok, bu onların kafalarına kazınmış bir görüş; bizden önce başkalarının yaptığı hataları yapmaya bizim de hakkımız var görüşü. Yani bir tür açık kapatma, vahşet konusunda başkalarına yetişme... Bu tür sözleri duymak bana dayanılmaz acılar veriyor. Kendi çektiklerimize bakarak acı konusunda daha duyarlı olacağımıza, iki bin yıl önce, başta Roma kanunu olmak üzere diğer ideolojilerden daha gelişmiş olan Yahudi ideolojisine sahip çıkacağımıza, her yerde üstün gelen ahlak konusunda tam bir çöküntü yaşıyoruz. Tüm dünya yerleşimciliği reddettiği halde, biz tehlikede olduğumuz bahanesiyle yerleşimler kuruyoruz, ama
aslında bunun asıl nedeni İsrail’in öncelikle ve eğer mümkünse sadece Yahudilere ait bir ülke olması gerektiğini düşünmemiz.
Arap halkından kurtulmak için elimizden geleni yapıyoruz, onlara yaşamı olanaksız hale getiriyoruz ve belki bir gün, eğer isyan ederlerse, onları kovmak için fırsat bekliyoruz.”