Şafak doğunca güllerin yanında,
Bedenim sessizce, masum ölenlerin yanında...
Önüme çıkan hemen her şey bana ölümü çağrıştırıyor... rüzgârın tehditkâr ıslıklarla esmesi, güneşin her akşam vaktiyle batması, eklemlerimin çeşitli ıstıraplarla körleştirilmesi, acı sonu bekleyen gardiyanların; hırçınlaşan ve şuuru kaybetmeye iten acımasızlıkları, kör kutunun içerisinde buhranlarla boğuşmam... herkesten uzaktayım, iyi olan herkesten! Söyleyin bana, ölmüş gibi değil miyim sizce de!