Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Profesör Faber, size soracağım çok tuhaf bir soru var. Bu ülkede Kitab-ı Mukaddes'in kaç kopyası kaldı? ... "Shakespeare ile Platon'un eserlerinin kaç kopyası kaldı?" "Hiç kalmadı! Bunu siz de benim kadar iyi biliyorsunuz. Hiç kalmadı!"
Sayfa 86 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Alıntı
Şu Dimitri denen adam hakkında Semiha Hanım'ın kafasında çok evvelden beri birtakım soru işaretleri vardı. Sonunda bunların açık açık konuşulması hoşuna gitmişti. Yüreğinin üzerinden ağır bir taş kalkmıştı sanki . Kimin nesiydi bu Dimitri Paşa? Ne hakla bütün ada halkının sırtından para kazanıp havuzlu konağında yan gelip yatıyordu? Yetkili
Reklam
- Lütfen sonuna kadar okuyun -
- Bak kızım, ben sana som altından yapılmış bir kaşık hediye etsem, sevinir misin? - Hocam nasıl sevinmem? - Ayrıca bu kaşığın üzerine, dünyanın en mâhir sanatkarları tarafından, süslemeler yapılmış olsa.. Ama bitmedi. Bu kaşığın süslemeleri de dünyanın en değerli mücevherleri ile donatılmış olsa? - Ohoo hocam. Ben sevincimden uçarım! - Peki
Sayfa 117
PARALEL SERMAYE Paralel kelimesini de mevcut Cumhurbaşkanı meşhur etti. Gözlerden kaçan paralel bir durumu yazmam gerekiyor. Düşün dünyamız siyaset ve sermaye yalakası olduğu için bu tür konulara açılıp yazı yazamazlar. Aziz Nesin ve Uğur Mumcu yoksa iş başa düşmüştür. ✓ Birinci paralel sermaye bugün itibarını yerle bir ettiğim her
Kendi başına hiçbir şey varlığa sahip değildir
S: Sizi dinlerken, size sorular sormanın yararsız olduğunu görüyorum. Soru her ne olursa olsun, siz onu hep geçersiz kılıyor ve beni kendi yarattığım bir ilizyonda yaşadığım ve gerçeğin sözlerle ifade edilemez olduğu temel olgusuna getiriyorsunuz. Sözler sadece kafa karışıklığını artırıyor, tek bilgece yol kendi içimize yönelip onu sessizce araştırmak olacak.
Bir gün Sümbül Efendi dervişlerine bir soru sorar: “Âlemde kararlar size bırakılmış olsaydı ne gibi değişiklikler yapardınız?” Bu soruya öğrencilerin bazıları, “Kötülüğü yeryüzünden kaldırırdım.” bazıları da “Hastalıkları istemezdim, kış mevsimini getirmezdim, insana üzüntü getirebilecek her şeyi yok ederdim.” diye cevap verir. Sıra Muslihiddin Efendi’ye geldiğinde o, “Bence her şey merkezinde efendim, çünkü her şeyin bir yaratılış hikmeti var. Ben olsam hiçbir şeyi yerinden oynatmazdım. Âlem mümkün âlemlerin en iyisidir. Burada her şey güzel ve mükemmeldir!” diye cevap verir. Bu cevaptan son derece memnun olan Sümbül Efendi, “Öyleyse senin adın bundan sonra Merkez Muslihiddin olsun” der. Bu talebenin adı bu olaydan sonra hep Merkez Efendi olarak anılır.
Reklam
Peygamber Efendimiz de ömründe bir defa hac yapmıştır. Resûlullah (s.a.s.) haccin farz olduğunu ashabına anlatırken Akra b. Habis "Her sene mi ey Allah'ın Resûlü?" diye sormuş Resûlullah (s.a.s.) da sükût etmişti. Akra'ın sözünü üç defa tekrarlaması uzerine, "Evet deseydim her sene hac yapmanız gerekirdi ve siz buna güç yetiremezdiniz! Fakat hac ömürde bir defadır. Fazlası ise nafiledir demiş ve şu uyarıda bulunmuştur: "Ben sizi (serbest) bıraktığım müddetçe, siz de beni (serbest) bırakın. Sizden önceki ümmetler ancak çok soru sormaları ve peygamberleriyle ihtilafa düşmeleri sebebiyle helak oldular. Size bir şey emrettiğim zaman, gücünüzün yettiği kadarıyla onu yapın! Size bir şeyi yasakladığımda da, derhal onu bırakın!" Bunun üzerine, "Ey iman edenler açıklandığı zaman size zorluk verecek şeyleri sormayın!" ayeti nazil olmuştur.
Zira herkesin sevgi tanımı aynı değildir. Hakiki sevgi nedir? Alın size büyük bir soru!
Hakim bey, ölen 21 kişiye karşı 14 yıl adalet mi? Bir tek soru soracağım size vicdanınız rahat mı? Hakim, gazeteciye baktı güldü Biz vicdanımızı rahatlatmak için değil, devletin bekası için karar veriyoruz dedi.
Sayfa 21 - AramKitabı okudu
Nereye çıkacak bu durum merak içindeyim.
Soruşturmayı yapanlar, anacığımın gömüldüğü gün, “duygusuz davrandığımı" saptamışlar. Avukatım, "Bunu size sormaya sıkılıyorum, ama ne yapalım ki çok önemli. Anlıyorsunuz ya! Verecek bir yanıt bulamazsam o zaman bu, savcılığın elinde ağır basan bir kanıt olur," dedi. Kendisine yardım etmemi istiyordu. O gün acı çekip çekmediğimi sordu bana. Bu soru beni çok şaşırttı ve bana öyle geldi ki, bu soruyu soran ben olsam çok sıkılırdım. Ne var ki, kendi kendimi sorguya çekmek alışkanlığımı biraz yitirdiğimi, onun için bu konuda onu aydınlatamayacağımı söyledim. Kuşkusuz ana cığımı çok severdim, ama bu bir şey demek değildi Bütün normal insanlar aşağı yukarı, sevdikleri kim. selerin ölümünü az çok istemişlerdir.
Sayfa 65 - Bu kitabı miss gibi orman havası ve kuş cıvıltıları eşliğinde okumak ve beraberinde müzik dinlemek dünyadan soyutlanmak ne hoş bir haz.Ve korkuyla teleferiktekilere bakmak ara ara :)Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.