2040 yılındaki tarih kitaplarını okuyan o çocuğa
2040 yılındaki tarih kitabından bu günleri okuyan kardeşim, Evet dediğin gibi bir skim yapamadık. Hiçbir halta yaramayan, suratına tükürülmeye bile tenezzül edilmeyecek aciz, asalak, boş beleş bir topluluğuz. Gözümüzün önünde katledilen insanlığımıza karşı tweet atmaktan başka hiçbir şey yapamadık. Tarihin bu acı gerçeklerini bir şamar gibi yedik suratımıza. Ne kadar geri gittiğimizi, Allah katında ne kadar aşağılarda olduğumuzu, bu rezil kepaze dünyanın içine ne kadar battığımızı gördük. Gazzeli çocuklar bizi affetmeyecek, Tarih bizi affetmeyecek, umudumuz acizligimiz odur ki Allah bizi affeder ve o okuduğun günlerden sonra üstümüze serpilmiş bu ölü toprağını inşallah atmışızdır. Ama sen yine de ağzına ne geliyorsa söyle bize kardeşim. En çok elinde imkan varken hiçbir şey yapmayanlara söv, bana da iki çift laf mutlaka et. Biz bu kadarmışız kardeşim, gördük, ibret aldık ve başımız yerde.
Tozlu Pembe
"Neden kabul etmiyorsun sen bu adamı?" dedi Melike birden bire. "Vallahi aklım almıyor. Eee Veterinere de hayır dedin zaten. Gerçekten sen belanı arıyorsun Pero ha! Koskoca dalyan gibi adam resmen bir kulunu çok sevdim o beni hiç sevmiyor kalbimi ona verdim artık geri vermiyor diye yaradana el açan İbrahim Tatlıses'e döndü. Şaka gibi!" Şeyma hemen ciddiyetle bana döndü. "Sevmenin günah olduğunu bilseydim yemin ediyorum seni sevmezdim Ayperi." dedi İbrahim Tatlıses şivesi ile. Melike anında kocaman bir kahkaha saldı. Tabi Şeyma'da. Harika. Yine dillere düştük...Şeyma gülmeye devam ederken Melike birden ciddileşti. "Ömer iyi çocuktu..."dedi Ramiz dayı tonlaması ile. "Ama fena bir kusuru vardı. Ayperi'ye aşık olmuştu. Eğer geri dönüp söyleyebilsem söylerdim .Ömer derdim... Ayperi biraz mal." Şeyma bu sefer mükemmel Saba Tümer kahkahasını saldı. İkisi de koltukta böcek gibi bükülmüş elleri karınlarında gülüyorlardı. Boş bir bakış attım. Kimlere kimlere dert anlatıyorum aaaa komşular... "Ha ha ha." dedim ifadesizce ikisini izlerken. "Kahkaha tufanı..." Hala hunharca gülüyordular. Bir yandan da benim şakam iyiydi hayır benimki daha iyiydi tartışmasındaydılar. Te Allahım yarabbim. Ortama bak. Hala umutsuz bakışlar atarken çalan zille hemen ayaklandım ve kapıya doğru ayaklarımı sürüye sürüye ilerledim. Melike ve Şeyma şimdide Bihter'in Beni beni Bihter'ini repliğini beni beni Ömer'ini diye çevirmiş gülüyorlardı.
Reklam
düşe kalka zar zor kanıverdim aşka. gel gör ki,şefkati az. bu defa son,bu defa nakka. öğren kalbim öğren artık sende uzatma bu sitem bile fazla.. yeni bir rüzgara.. sakın sorma, yeniden açma. yok şakam yok. bu defa asla
Pâdişâh-ı 'aşkam-u dil defter-u dîvân bana Derd u mihnet sözlerin yazdum yeter 'unvân bana. İnlerem tanbûr-veş bagrum delindi ney gibi Bezm-i gamda mesken oldı kûşe-i hicran bana.
Kanuni Sultan Süleyman
Kanuni Sultan Süleyman
2023 Nobel Edebiyat Ödülünü Jon Fosse kazandı.
Jon Fosse kimdir? Jon Fosse, 29 Eylül 1959’da Norveç'in Haugesund kentinde doğdu. Bergen Üniversitesinde “karşılaştırmalı edebiyat” okuyan Fosse’nin Norveç dilinin iki yazı standardından biri olan Nynorsk dilinde yazdığı ilk romanı “Raudt, svart “(Kırmızı, Siyah) 1983’te yayımlandı. İlk oyunu “Og aldri skal vi skiljast (Ve Asla Ayrılmayacağız)" 1994’te sahnelendi. Romanlar, kısa öyküler, şiirler, çocuk kitapları, denemeler ve oyunları 40’tan fazla dile çevrilen Fosse, ayrıca The Daily Telegraph'ın yaşayan en iyi 100 dahi listesinde 83. sırada yer aldı. Fosse, “Andvake” üçlemesiyle 2015 İskandinav Konseyi Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.(T24)
Jon Fosse
Jon Fosse
Kafam güzel. Senin yolumu yordamını. Cinsini cibiliyetini skrm Osman..
Reklam
341 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.