Kitabın sonu her ne kadar kafamı karıştırsa da Palahniuk akıcı diliyle yine beni içine çekmeyi başardı. Neredeyse her sayfada altını çizmek istediğim bir yerler oldu ve bu çoğu kitabı okurken başıma gelen bir şey değildir. Birçok cümle beni bir şeyler hakkında düşünmeye itti. Geçmişimi, şu anımı ve olduğum kişiyi sorgulamamı sağladı. Medyayı, onun kölesi olmayı, medyanın insanları nasıl yönlendirdiğini tekrar gözden geçirmemi sağladı. Okurken çok keyif aldığım ve düşündüğüm bir kitap oldu. Teşekkürler bu kitabı hayatıma katan minik kalpli kız.
Rica ederimm, beğenmene çok sevindim :)) yanlış hatırlamıyorsam bir yerlere jonestown katliamı diye not almıştım. bi araştırmanı tavsiye ederim. gerçeğe dayalı bir roman olması da beni fazlasıyla etkilemişti.
Ve sayfa 312’de, “… beni duyabilecek misiniz bilmiyorum. Ama duyabiliyorsanız dinleyin. Ve eğer dinliyorsanız bulduğunuz, yolunda gitmeyen her şeyin hikâyesidir.” diyen Branson’ın anlattıklarında, yolunda gitmeyen ne çok şey olduğunu gördüğümde, kendim için de çok üzülmüştüm.
Halbuki, “Dünya yetindiğimizden çok daha iyi bir yer olabilir.” diyen ve umut aşılayan da yine kendisiydi...