Duyguları tanımlayan sözcükler çok belirsiz, bunları kullanmaktan kaçınıp nesnelerin, insanların kendileriyle, yani olayların sadık betimlemeleriyle yetinmek lazım.
Ailemin olayları çarpıtma ya da daha nazik haliyle yeniden yorumlama potansiyeli beni ürkütüyordu. Toplu demans teşhisi sonrası parçaları birleştirmeye çalışan bir avuç insan gibiydik.
İlişkileri bu noktadan sonra kentsel dönüşüme girmiş bir mahallenin yıkılmayan tek binası gibiydi. Onlar sağlam görünüyordu ama toz, duman, moloz ve inşaat gürültüsünden artık o binada da yaşanmıyordu.