semih yörük
semih yörük
@smhyrk
MEB/avukat. #dördüncücemre ve #asılvazgeçersenkaybedersin kitaplarının yazarı.  görme engelli bir birey
ısparta/mersin
23 March
160 reader point
Joined on January 2022
Gün Olur Asra Bedel
Merhabalar!!! Bugün size harika bir AYTMATOV romanıyla geldim!!! Aslına bakarsanız bu kitabı ne kadar anlatmaya çalışsam yetmeyecek gibi hissediyorum. Kazakistan bozkırında bir tiren istasyonunda çalışan Yedigey’in can dostunun cenazesini defnetmek için yaptığı bir günlük yolculuğa koca bir hayat sığdırılmış. Evet evet bir güne tek bir güne AYTMATOV sanki koca bir ömür, bir tarih sığdırmış. Yaşadığı coğrafyadaki acıları, kokuşmuş düzeni, mutlulukları, kopup giden bağları, yitip giden insanlığı adeta anlatmaktan öte bizlere yaşatıyor.
Kitabı okurken bir ara gözlerinizi kapatsanız Boranlı istasyonuna yanaşan trenlerin düdüklerini duyabilir, teninizi yakan bozkır güneşini hissedebilirsiniz. Eğer kelimelerle resim yapılabiliyorsa bence AYTMATOV en güzel ressamlardan biri.
Hala okumadıysanız şiddetle tavsiye ederim!!! Şimdiden keyifli okumalar dilerim kitapla kalın!!!
1984
Merhabalar!!! Bugün fabl görünümünde bir sistem eleştirisiyle geldim!!! Aslen asker bir aileden gelen ve kendisi de Kominist cephede savaşan bir subay olan yazar o yıllarda teorik kominizm ve gerçekte uygulanan arasındaki büyük farkı ve halkın nasıl kandırıldığını gördüğünü söylüyor ve bu gördüğü “kokuşmuşluk” bu kitaba ilham oluyor!!!
Adil ve eşit bir yaşam hayalleriyle birlik olan hayvanların yaşadıkları çiftliğin sahiplerini kovup çiftliği ele geçirmeleri, başta her şey hayallerindeki gibi olsa da gücü elinde bulunduran kesimin bu düzeni nasıl kendi çıkarlarına göre kullandığı, gerçeklerin hiç de anlatıldığı gibi olmadığı akıcı bir şekilde ustalıkla işlenmiş.
Üniversite hayatımın ilk derslerinden birinde bir hocam “güç yozlaştırır, mutlak güç mutlaka yozlaştırır” demişti. Açıkçası ben bu sözün gerçek anlamını bu kitabı okuyunca idrak ettim. Ne demek istediğimi sizler de kitabı okuduğunuz da anlayacaksınız.
Bu tarz eleştirel kitapları seven herkese şiddetle tavsiye ederim. Şimdiden herkese keyifli okumalar kitapla kalın…
Serenat
Merhabalar!!! LİVANELİ’nin okuduğum her kitabına ayrı ayrı hayran olmaktan kendimi alıkoyamıyorum. İşte SERENAT’ta bence zirve kitaplarından biri. Alman bir profesörün gidişinden 59 yıl sonra İstanbul’a gelişi ve ona refakat eden maya’nın hızla gelişen yakınlığı, profesörün büyük sırrı, iki binli yılların başındaki İstanbul hepsi öyle bir ustalıkla işlenmiş ki kitabı elinize aldığınızda bırakmak hayli zor geliyor. LİVANELİ’nin insanı yormayan akıcı üslubu, hem sosyal hem siyasi eleştirileri bu büyük aşk hikayesini bambaşka bir şekilde sunuyor bize. Haydi buyurun Nazi Almanyası’nda başlayıp Karadeniz’in soğuk sularına gömülen ve yarım asırdan fazla bir süreden sonra tekrar gün yüzüne çıkan bu büyük aşk hikayesini sizler de iliklerinize kadar hissedin. Şimdiden herkese keyifli okumalar… kitapla kalın…
Reader Follow Recommendations
·
Not rated
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Merhabalar!!! Bir gün kimden olduğunu bilmediğiniz bir mektup alsanız ve bu mektup yazan kişinin son nefesinde size yıllardır beslediği aşkı anlatsa ne yapardınız??? Size daha bir çocukken aşık olan, tek bir bakışınızı dahi aklına değil kalbine kazıyan, sizin yıllar boyu defalarca karşılaştığınız hatta ona sarılıp dokunduğunuz halde onu sadece bir beden olarak gördüğünüz bir kadının mektubunu alsanız? İşte kısa roman türünün taçsız kralı ZWEİG hepimize bu soruları ustalıkla sordurmayı başarmış. Aşkı, bir kadının yüreğinden kaleme dökmüş. Bir nefeste okuyacağınızdan ve okurken de göğsünüzde inceden bir sızı hissedeceğinizden eminim. Eh haydi o zaman buyurun!!! Şimdiden keyifli okumalar… kitapla kalın…
Bir Adam Yaratmak
Merhabalar!!! Bugün benim için çok özel bir kitapla geldim. Aslen bir tiyatro eseri olan kitabın çooookkkk da eski bir sinema filmi uyarlaması da bulunuyor. Dar bir mekanda aslında basit sayılabilecek de bir kurgu ile yazılmış eser içinde barındırdığı sözler, bunalımlar ve mesajlarla insanı gerçekten sarsıyor. Yıllar önce ilk defa okuduğumda uzun süre etkisinde kalmıştım ve aslına bakarsanız kendimin de yazmaya başlamasında “acaba Necip Fazıl nasıl bir ruh haliyle yazdı bunu” diye düşünüp onun zihnini anlama çabamın etkisi hayli büyüktür. Bence hepiniz baş karakterimiz olan Husrev’in iç dünyası ve ağır bunalımı içinde biraz kaybolup hayatı, etrafınızdaki insanları ve kendinizi sorgulamalısınız. Şimdiden keyifli okumalar dilerim… kitapla kalın…
