Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

S.Nur ❃

S.Nur ❃
@snoktanur
✎ altını çizdiğim cümleleri yazmaya geliyorum buraya
Öğretmen
Hacettepe Üniversitesi
1 Şubat
1476 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
147 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Bu kitap hakkında inceleme yapmak benim haddim değil diye başlayıp naçizane birkaç da kelam etmek isterim. :) Fakir Baykurt’un son eseri, benim ise onu tanıdığım ilk eser. Kitabın önemini bir öğretmen olarak özümseye özümseye okudum, cahilliğe karşı açılan her savaşta en önde durmasını biliriz evelallah… :) Ürgüp’e bir kahraman doğmuş, devir
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,8bin okunma
Reklam
432 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kitapları beğenme düzeyi, genellikle okunulan zaman dilimi ve o zamandaki ruh haline göre değişiyor. Bundan mütevellit öncelikle belirtmeliyim ki bu kitabı sakin bir zamanınızda ve kafanız dolu değilken okuyun… Kitapta birine deva olsun diye öne çıkan bir doktor, ona dert olan bir düşünür; ardından deva arayan bir doktor ve ondan deva dilenen bir düşünüre tanıklık edeceksiniz. Sayfalar öyle birbiri ardına akıyor, kaleminiz sürekli bir yerleri çiziyor, siz öylesine düşünüp duruyorken buluyorsunuz ki kendinizi… Kitap anlaşıldıkça, anlaşılanlar hayata entegre edildikçe güzelleşecek… Ben bunun için çabalayacağım, darısı size. Keyifli okumalar… :)
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,7bin okunma
140 syf.
6/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Zülfü Livaneli’yi genel anlamda severim. Bu romanında ise evet konu güzel ve güncel, toplumsal konu ele alınmış yine her zamanki gibi. Lakin anlatım aşırı düz, konular ve olay geçişleri tamamen öngörülebilir, sürpriz veya “ay ne olacak acaba” hissi hiçbir sayfada hissedilmiyor. Yani sanki yılların yazarı gibi değil de yeni yeni kitap yazan biri gibi konu araştırılmış, olay düşünülmüş, betimleme yok denecek kadar az, anlatım gücü asgari düzeyde. Kitaptaki mesaj çok bariz, hoş evet fakat okuyucuyu düşündüren, acaba ne olacak diye merak ettiren kitapları çok daha fazla severim. Ayrıca kitapta anlatılan köy yaşamının, olaylardan, yaşantıdan, kötülükten bu kadar uzak tertemiz yaşama konusu gerçekten biraz olası olmayan durum gibi geldi bana… Diğer bir konu ise kitabın sonundaki röportaj kısmı, neden ve ne alaka? Neyin savunması veya neyin merak edilişini sanmaktan kaynaklı anlamadım zaten kitap dümdüz ve oldukça yalındı, düşündürücü bir şey yoktu açıkçası. Kısaca çok da içime sinmedi, beklediğim kadar tat vermedi diyelim… Herkese iyi okumalar.
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
80 syf.
9/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Doğayı, vatanı, insanları, aşkı çok güzel kaleme aldığını bildiğimiz Aytmatov tasvirleriyle yine şaşırtmadı. Savaş zamanını, o zamanda yaşanılanları, aileleri, yıpranmaları ve en önemlisi de güzel bir aşkı betimlemiş bize bu kitabında. Şen şakrak, çalışkan, herkesin hayranlık duyduğu Cemile’nin askerde olan eşinden lütfetmiş gibi tek bir selamı için beklediği zamanları ve sonrasında ise savaştan gelen, sakatlanmış, kimsesiz, sessiz sakin, aldırış edilmeyen Danyar’la olan hikayesini akıcılığını bozmadan, gereksiz süslemeler yapmadan anlatmış yazarımız. Gözle görülmeyen, varlığı kimse için bir önem teşkil etmeyen, yokluğu kimseyi korkutmayan Danyar’ın türkü söyleyerek kendini, vatan aşkını, ruhunun derinliklerini açığa çıkarması ve sonrasında gelişen tüm olaylar…❝Bir insan kendini gösterecek bir şey yapmazsa, yavaş yavaş unutulur gider.❞ diyor ya zaten Cengiz Aytmatov da. Danyar kendini gösterdi ve çok şey kazandı. “Dünyanın en güzel aşk hikayesi” olarak takdim edilen bu eser, dünyanın en güzel aşk hikayesi mi tartışılır lakin güzel bir aşk hikayesi benim zannımca… Aşkınız güzel, okumalarınız keyifli olsun.☆
Cemile
CemileCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201932,6bin okunma
308 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Nesilden nesile geçen ruh göçünün mazisini, insanı kendinden bir an olsun koparmadan; tarih, edebiyat, tasavvuf, psikoloji alanlarında aşk, ihanet, kendinden vazgeçiş, irade savaşı, arada kalınan ikilemler, kendi benliğinden kopuş gibi konulardan her birini ince ince işleyip önümüze sermiş Atsız… Kitapta olaylar o kadar birbirinden bağımsız ve bir o kadar birbiriyle iç içe geçiyor ki bir taraftan birini desteklerden diğer tarafta neden böyle diye üzülmüş, kızmış buluyorsunuz kendinizi. Hikayede her ne kadar konu gerçek hayat, aşk vs. olsa bile metafizik boyutu kesinlikle müthiş doygunluktaydı. Velhasıl kitabın orijinalliğini de buradan anlayabiliriz hem roman boyunca konusu geçen asıl kahramanımızın isminin de Selim olması bence biraz düşündürücü… Ruh Adam’ı şayet başka biri yazmış olsaydı eminim ki göklere çıkarılacak bir eserdi, fakat çoğu kişi okumuyor bile oysa politik hiçbir şey geçmiyor bile romanda. Keşke bazı şeylere tarafsız yaklaşılabilse… İncelememi bitirirken hepinize Geri Gelen Mektup’u armağan ediyorum… Keyifli okumalar. :)
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201927bin okunma
Reklam
408 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitap ile ilgili söylemem gereken ilk şey şu sanırım: İlk 100 sayfayı bırakmadan devamına geçtiyseniz şayet, bravo kazandınız! Tıpkı Oblomov gibi bir eserdi. İlk kısımlarda ben ne okuyorum ya acaba diye düşündükten sonra, isimleri, işlerini, kimin kim olduğunu, kimle ne olduğunu anladıktan sonra kurguya dahil olabiliyorsunuz. Sonrasında işte tam o zaman akıp gidiyor roman. O yüzden bence siz de eğer ki okumaya başlayacaksanız, sayfaları geçtikçe soy ağacı çıkarıp yanınıza koyunca o zaman keyifleniyorsunuz. :) Eleştireceğim şöyle bir konu olabilir ki; eserde kendi çocuklarının isimlerini bile kendi isimlerini ya da soy isimlerini vermeleri. Ya binlerce isim var neden kendi isimlerini veriyorsunuz yazar efendi?! Konusuna gelecek olursam müthiş bir duygular silsilesi yaşatan bir roman. Yani sizin duygularınızı tek tek değirmenin mekanizmalarına koyuyor döndükçe farklı bir duyguya kapılıyorsunuz. Asıl tema aşk gibi sunulsa da iliklere kadar işletecek kin duygusu buram buram kokuyor burnunuza. Onun yanında nefret, kıskançlık, zulüm bir bir fısıldıyor kulaklarınıza. Daha önce birinden nefret ettiğinizi ya da kindar biri olduğunuzu düşünüyorsanız lütfen okuyun ve kendinizi sınayın. Kitap bitimine kadar nefret damarlarımda gezip durdu, neyse ki sonunda bi “ohh” dedirtti. Keyifli okumalar dilerim...
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,4bin okunma
438 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yaşar Kemal’in kaleminden okuduğum ilk kitap. Kitap listesine Yaşar Kemal’in tüm eserlerini ekletecek bir kitap. Müthiş bir tasvir yeteneği, mükemmel bir kurgu ve anlatım ile birleşince tadından yenmez hale gelmiş. Dili oldukça sürükleyici, akıcı, sade ve anlaşılır, öyle bir üslup ki kendini asla bıraktırmıyor kitabı kenara koyamıyorsun, hadi kitabı bıraktık diyelim aklından çıkartamıyorsun öyle bir içine alıyor ki kitap seni... Köy yaşantısının, yaşanılan sıkıntıların, büyük bir başkaldırının, zavallının, suçlunun, haksızın, sömürülmüşün hikayesi... Okurken her satırına hayran kalıp bir sonraki sayfada ne olacak diye beklediğim, sevdiğim karakterlerle gülüp eğlendiğim, üzülüp kahrolduğum, korkup dumur olduğum, kızıp küplere bindiğim inanılmaz bir eser. Çukurova’yı, Toroslar’ı, dağları, köyleri karış karış gezdiren ve buna rağmen ben buraları bilmiyorum ki dedirtmeyen; betimlemelerle köylüyü, yaşantılarını, toprağı, mücadeleci ruhu, yiğitliği, zorluklara karşı o dik duruşu bu kadar içine alıp yaşatan bir eser nasıl övülebilirse o kadar övebilmeyi dilerdim. Onunla yükselip şahlanmamıza, onunla üzülüp kahrolmamıza, kalbimize dokunmasına, mücadelesine ortaklığımıza sebep İnce Memed’in adeta bizden biri olmasıydı belki de... Etkisinden uzun süre çıkamayacağım, çıkmak da istemeyeceğim sanırım... Ezilmiş, sömürülmüş, hakkı verilmemiş tüm insanların yanına, yöresine, köyüne, hayatına böyle İnce Memedler diliyorum. İyi ki okumuşum ve iyi ki tanışmışım Yaşar Kemal’le, darısı size. Hiç tereddüt etmeden okuyun, okutturun...
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202358,1bin okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Öncelikle deneme tarzı okumayı sevmeyen bana, Aydoğan K’nın yazdığı bu kitapla zeytin dalı uzatıp bu türü bile sevdirmiş olmasına minnettarım, şayet sevmiyorsanız hemen başlayın. :) Kitapta günlük hayatta denk geldiğimiz onlarca olayın bir araya getirilip böyle güzel yorumlanması sizi şaşkına uğratacak eminim. Bazen bazı şeylere bakış açımızı değiştirmeliyiz, bazen bazı şeylere sadece bakmayıp onları görmeliyiz, bazen bazı şeyleri nasıl yorumlayacağımızı oturup analiz etmeliyiz diyor resmen kitap yüzünüze. Her birinde ayrı bir tat alıp, her birinde farklı farklı duygularla hemhal olup bir sonrakinde acaba ne demiş diyerek sayfaları çeviriyorsunuz. Keşke daha uzun yazsaydı da daha uzun sohbet edebilseydik Aydoğan Bey ile, eminim beni tanısa o da beni çok severdi, iyi anlaşırdık. :) Lütfen okuyun, okutturun diyebileceğim bir kitap. ❝Lütfen okuyun ve okutturun.❞ Bana da okutturanlar sağ olsun... :)
Her Şey Geçecek Hiçbiri Unutulmayacak
Her Şey Geçecek Hiçbiri UnutulmayacakAydoğan K · Eşik Yayınları · 201957 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Kurgusunu tamamen hayvanlar üzerinden yapan George Orwell, kendisini sosyalist olarak tanımladığı gibi bu kitabında da inceden yönetime dokundurmalar yapmış. Kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp refah seviyesi yüksek bir toplum sağlamaya çalışan hayvanların başına geçen kendini en akıllı ilan eden ve gücü elinde bulunduran domuzun ya da sürekli söylenenleri kabul eden koyunların tercih edilmesi de gayet manidar bana kalırsa. “Tüm hayvanlar eşittir.” diyor George Orwell, belki tüm insanlar eşittir, güç gösterisi yapmanın bir lüzumu yok da diyor olabilir bu söylemiyle. Veyahut da aslında insanların da bir hayvan olduğunu ve dolayısıyla da diğer hayvanlardan üstün olmadığını savunuyor olabilir. En güzel ve vurucu kısmı ise kesinlikle sonuydu. Gücü elinde bulunduran her canlı mutlak surette fikrini kendi savunduklarına değil, kendi hayatını kolaylaştıracak şekilde değiştirip diğerlerini de bunun doğru olduğuna inandırıp, istenildiği gibi davranmaya mahkum edebilirler. Ama yazarın da söylediği gibi “hak er geç yerini bulacaktır.” Keyifli okumalar...
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020247,8bin okunma