Bağımlılık zinciri kırılmadan sobaya, pencere camına ve ekmeğe kavuşmaları olanaksızdı. Ve milyonlarca insanın penceresinde cam yoktu ve ekmek istiyorlardı.
Sayfa 281Kitabı okudu
Her yeni gün binlerce muştuyla doluydu, her yeni gün yeni bir şeyin öğretmeniydi.
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
Büyük balık küçük balığı yutarmış, gösterilen örneklerde bile insanlığınızı unutturuyorlar size... Biz işçiyiz, köylüyüz, emekçiyiz, üreten ve yaratanız, balık değiliz, insanız.!
“ Doğru düşünebilmek için, doğru bir dünya görüşüne ve doğru düşünme yöntemlerine sahip olmak gerekir.”
Sayfa 256Kitabı okudu
'Biraz da şehir koksun!'
Her şeyi dışarıdan bekliyorsunuz, bir adam çıksın sizi kurtarsın istiyorsunuz, gökten mi inecek bu adamlar, sizin içinizden çıkacak. Artık şu adam bu adam değil, sınıf olarak mücadeleye girmek zamanıdır. Sen kendini düşün, kendini ele al. Sen Ankara'da bir çöpçüsün ama tek değilsin, binlercesiniz, şehri sizler temizliyorsunuz pisliğinden, kirinden. Bir gün, tek bir gün çalışmazsanız ne olur? "Olur mu? Sokaklar pislikten kokar canını yediğim." "Koksun! Senin açlıktan nefesin kokuyor, kimsenin umurunda mı? Biraz da şehir koksun bakalım."
"Kahrolsun ıspanak” diyor Mustafa da. “Sanki biz Orta Asya’dan ıspanak yemeye geldik Ankara’ya”
Reklam
Bu sana ders olsun pis karı. Bir daha hambal çocukların hakkını yeme.
Çinçin'li çocuk, ekmeğini zengin çevrelerin çöplüğünde arar.
409 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.