Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Anılar dost mudur, düşman mı? Onu bilemem ama üç gün önce ağzınızı kavuran biberin acısı, bugün damağınızı yakmaz. Soğan keserken gözleriniz yaşarır ama daha sonra bu olayı anarken gözyaşı dökmezsiniz. Yıllar önce yüreğinizi dağlayan çocukluk aşkının yarası, artık küçük bir ameliyatın tendeki izine dönüşmüştür. Anılarınızı şişire şişire balonlaştırmayın, sonra bu balona tutunup gökyüzüne yükselir ve yaşamdan soyutlanırsınız."
Teknoloji ithal etmemize sitem ederken, teknolojiyi bizler niye üretmiyoruz diye hayıflanırken, “patates, soğan” ithal eder olduk, patatese soğana muhtaç kaldık. Seçim için suni yöntemlerle zar zor baskılanan dolar, seçimden sonra coşacak. TL değer kaybetmeye hızla devam edecek ve bu olacaklar için mazeret şimdiden hazır: “S400’ler sebebiyle Amerika’nın oyunları bunlar” denilecek. Kısacası durumumuz içler acısı olacak, ve bu durumda parmağı bulunan herkes vebal altında kalacak.
Reklam
Yürüdüğüm yollar Bir toz bulutu bir karabasan Yar’in söylediği sözler Bir haşin rüzgar, bir dalgalı deniz Gördüğüm gözler Bir edalı bakış, bir nazlı serzeniş Yaşadığım yer Bir fakir çatı, bir umutlu pencere Yediğim yemek Bir kuru soğan, birde kaynayan tencere Sabahın ayazı gönlümü soğutur mu ? Bendeki bu ayrılık acısı söylemekle durulur mu ? Yarın hak divanında söylesem sözümü, Girdiğim günahlar artık benden sorulur mu ? Diyorsun ki var git yoluna Yoluna adadım başımı Ölsem kabul olur mu ?
derin mesele
Esnek çalışma dönemini evde çocuklarla ilgilenerek geçiren bir arkadaşım anlattı. Hanım işe gidiyor, beyefendi dadılık yapıyor gün boyu. Yemekti, dersti, hava aldırmaydı, geçiyor günler. Ama bir şeyden şikâyet etti; “Ben babayım, çocuklara bir şey söylüyorum, hanım pat itiraz ediyor çocukların önünde. Hayır, öyle değil, böyle olacak. Çocuğun
Bir tatlı öpüş ile başlar sevgiler Sonunda hepsi soğan acısı.
Ramiz Rövşən
Ramiz Rövşən
İnsan babasını kaybettiğinde tüm kemikleri kırılıyor gibi hissediyor ilk başta, zaman geçtikçe oluşan boşluk içerisine çekiyor, kimsesizliği anlıyorsun, hatta birebir yaşıyorsun. Sonra dağ gibi ana geliyor karşına, öyle bir güç ki, babanın eksikliğini tamamlıyor ve kocaman sevgisi ile seni sarıyor. Yaraların zamanlar kapanırken, anneyi de kaybediyorsun. Bu sefer içerisine düştüğün boşlukta kayboluyorsun. Annenin yeri dolmuyor çünkü, sesini özlüyorsun, öpüşünü, koklamasını özlüyorsun. Evine gittiğinde seni sabırsızlıkla beklediği pencerenin boşluğu intihara sürüklüyor seni. Söyledikleri geliyor aklına, kavgaların, gülüşmelerin vede anıların..... Hepsi birer bıçak darbesi oluyor bedeninde, yürüdükçe, nefes aldıkça derinleşiyor acısı. Öyle kapanacak bir şey değil, mezarda bile kanlı oluyor kefenin. Anne bir dağ, bir kuvvet veya ekmek kokusu. Anne yokluğun içerisinde varlık demek. Anne soğan ekmek yedirirken sana baklavayı anlatarak tattıran kişi. Ayıbını örten ve ne yaparsan yap arkanda duran yüce varlık. Seni seviyorum annem............:(
Reklam
Soğan 30 TL olmuş adam hala aşk acısı çekiyor. Kuru fasulyenin yanına soğan kıramayacaksın olum bundan büyük acı mı olur? Neyse gündem seccade, namazı kılıp uyuyun bari 🤫😏
Bakış açısı keşke soğan gibi olsaydı da pembeleşinceye kadar yağda soteleyebilseydik. (Bazı kendini çok akıllı sananların benimle aşık atmaya yaşları ve o yaşa gelene kadar yaşadıkları yetmez. Attıkları aşık kendilerinin ki olsa bile. Sonra lahanayı yerken kıtır kıtır bıçağı görünce 'mee' olmasın)
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.