"Dışarıdan soğuk biri sanılma olayını seviyorum, gereksiz insan ilişkilerini önlüyor..."
Yaşamın karmaşıklığı bazen bizi sıkıştırır, boğar gibi gelir. İnsanlar, bu sıkıntılardan kaçmanın bir yolunu bulmak için çeşitli şeyler yaparlar. Kimi müziğin sihirli dünyasına sığınır, notaların arasında kaybolur. Başlangıçta farkında olmasa da, zamanla şarkı sözlerinde kendi yaşadıklarını bulur. Şarkının dili, onun duygularını ifade etmek için bir araç haline gelir. Kimisi ise romanların büyülü dünyasına sığınır. Bir kitabın sayfaları arasında dolaşırken, kendi hikayesinin izlerini bulur. Dün yaşadığı olaylar, bugün bir karakterin serüveni olarak karşısına çıkar. Kelimelerin büyüsüyle, kendi dünyasından bir an için uzaklaşır. Bazıları içinse uyumak, kaçmanın en kolay yolu gibi gelir. Geceyi bekler, sessizliğin ve karanlığın kucaklayıcı kucağında huzur bulur. Ancak bazen, beklenmedik bir şey olur ve insanın zihnini huzursuz eder. Belki de o zaman, balkonun soğuk köşesinde yıldızları izlerken gerçek anlamını buluruz. Gökyüzünün sonsuzluğunda, kendi varlığımızın sınırlarını unuturuz. Hayatın karmaşasından kaçmak, bir an için tüm benliğimizle nefes almak istediğimizde, farklı yollar buluruz. Kimi zaman müzik bizi sarar, kimi zaman kitapların dünyasına dalıp gideriz. Ama sonunda, her birimiz kendi yolculuğumuzda kayboluruz. Ve belki de, kaybolduğumuz yerde kendimizi buluruz.
Reklam
neden bu kadar soğuk oldu hava , sanırım ikizler burcu ıy hiç sevmem kusucam
Ölüm, sıcak bir suyun , soğuk bir bardağa temas etmesi gibidir ...
Franz kara
Franz kara
"Neredeyse çoğu şeyi ciddiye almıyorum ve bir çok şeyde ciddiyim. Çok alakasız, çok sığ. Çok sevecen, çok soğuk kalpli. ben rafta yıllanmış tozlu bir kitap koleksiyonu gibiyim."
Sevildiğini düşünüyordu, ve mutluydu. Yüz kat mutludur inanca kapılan kimse, Kendince avutarak soğuk usunu, Rahat eden bir yürek rehavetinde
Aleksandr Puşkin
Aleksandr Puşkin
Reklam
"Neredeyse hiç ciddi değilim ve her zaman çok ciddiyim. Çok derin, çok sığ. Çok hassas, çok soğuk kalpli. Ben bir paradokslar koleksiyonu gibiyim."
Ferdinand de Saussure
Ferdinand de Saussure
Bir soğuk yel eser üşür ölüm bile
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Bak, bak ki anla... Mezarlıklar nasıl titrer dalgalanan rüzgârın Soğuk şakırtılarıyla. Bak, bak ki göresin... Çoluk çocuk nasıl dizilir kurşuna apansız Toprağın bedeninde. Bak, bak ki dinleyesin... İnsanlık nasıl susar, nasıl susar ölüler kana İçilmeden adalet parmaklıklardan. Susmak, büyük iştir; Anlamak, akıl işi. Sızlatmadan deriyi acılar ve sokulmadan prangalar Bileklere, inmeden kurşunlar tene; boşanmadan gözler Ferinden, insanlık oynamaz yerinde; bu acıdır, bu sancı. D.p
Reklam
Bahar geldiğini zannederek çiçek açan kayısı ağacının bir hafta sonra soğuk yiyip çiçeklerinin dökülmesi insanın dünyaya kanıp sonunu hesap edememesinin acı taksimidir.
Kalabalıklar Hatıra Biriktirmez
Hudutları belirsiz, tanımsız bir ahaliyiz artık. Hangi yöne gitse kaybolan, hangi çenginin etrafında toplansa avuçları alkıştan patlayan şaşkın bir ahali. Gözlerimiz hırstan kan çanağı, ellerimiz kılıçsız, ellerimiz pudralara aşina. Yani biz Yunus’u anarken derviş, Hallac’ı anarken zalimiz; vurduğumuz serçelere suç buluyoruz. İçlerimiz darmadağın.
Ölüm düşünce Ve Fikirlerim bir an için ayaklanmaya başlayınca Bir acıyı, dost bilerek yakıyorum… Bakışlarım, alevlerini çırasıyla tutuşturduğunda Dalgasıyla direnen tüm olası yok oluşlarına Yükselişleri ve alçalışlarıyla alçaklarına sığındığım Soğuk denizlerin son yudumlarına Ve lekeler içindeki kalmış tümsekleriyle kumullarına Dalıyorum… Ölüm ne beklenilesi ve çaresiz çırpınışlarıyla insan ne de zavallı… Efendim! Acı bana Sus artık Dağıl zihnimin yokuşlarından Sürüklediğin ve sürüklendiğim tüm gece karası boşluklardan Bir fatih hüznü takınarak, yüreğinle ayrıl. Kan lekesinden bir bayrak taşıyarak şakaklarımdan… Azad ettiğin bu kölenin aşkınla tutuşup Yüzüğünden aldığı zambak kokulu yudumun Vaadini kabulle kızıl hançerin ardındayken, Bir şafak alacakaranlığında bileklerimden sıyrıl…
En zor zamanları tek başına atlatınca artık umursamıyorsun. Sonra da soğuk, samimiyetsiz, anlayışsız diyorlar. Desinler.
Bir insan "Biz" sözcüğünü ne denli sıcak söylüyorsa, "Onlar"ı da o denli soğuk söyler...
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.