Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Şöhret kırcı
Şöhret kırcı
@sohretinkitapligi_09
Ev hanımı
Aydın
176 reader point
Joined on August 2020
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Yazardan okuduğum ikinci kitap, ilk kitabi beğenmiştim lakin bu kitabı daha çok beğendim diyebilirim. Çoğu insanda bulunmayan "Empati" duygusunu ele almış yazarımız, hatta ve hatta bu duyguyu geçirmek için yazarken kendisini karşı tarafından yerine koyarak bazı uzuvlarını kullanmadan yaşamış, deneyimlemiş. Bu benim ayrıca dikkatimi çekti
FÜCUR- FIRAT İZGİ
Yazardan okuduğum üçüncü kitap. Anlatımı sade ve akıcı okurken sizi yormuyor ve çabuk okunuyor. Kitabın gelirinin güzel bir amaç için kullanılması ayrıca takdire şayan. Bu açıdan yazarımızı takdir ediyorum. Genelde yazarımız kitaplarını gerçek hayattan kurgulayarak yazıyor. Sizde benim gibi "Gerçek hayat" konulu kitapları seviyorsanız muhakkak okuyun derim. Bu tür kitaplar öyle keyifle okunacak kitaplarda değil gerçek acılar nasıl olur onu yaşatıyor bize ve görüyoruz ki bizim yaşadığımız o eften püften şeyler acı bile değil.
Ali'nin hikayesini okurken sonunu baştan anlamıştım zaten. Ve kitapta dip not olarak adı geçen başka bir yazar Büşra Sanay'ın "Kardeşini doğurmak" kitabını da şoklar içinde okumuştum. İnsanoğlu öyle bir mahluk ki her türlü pislik, ahlaksızlıklığı beklemek gerek. Daha ne duyabilirim ne yaşayabilirim derken hep bir tranva yaşatıyor bizlere. Hayat işte herkese adil davranmıyor ne yazık ki. Bazen yapılan bir hata ömür boyu dönüşü olmayan bir yola sürüklüyor insanı. Kimse masum değil, biz masum değiliz hepimiz hepimize vesileyiz şu hayatta. Allah bizi yolumuzda şaşırtmasın inşallah...
Fusako beş yıl önce kocasını kaybetmiş, küçük oğlu ile yalnız kalmış ve bir ithal giyim eşyaları satan bir firmada çalışmaktadır. Noburo denizi çok seven bir çocuktur ve bir gece evden arkadaş grubuna uyup kaçmış ve o zamandan beri annesi her gece kapıyı üstüne kilitlemiştir. Bunu atlatamayan çocuk odasında yan yarafta annesinin odasını gören bir delik keşfeder ve sürekli annesini bu gözetleme deliğinden izler.
Yaz tatilinde annesinin müşterileri olan gemi şirketinden bir davetiye alırlar ve anne oğul gezmeye gider. Bu geziden çok memnun kalan Fusako teşekkür amacıyla ikinci kaptanı otelde yemeğe davet eder. Yemek sonrasında Fusako'nun evine giden kaptan Noboru ya birçok denizci hikayesi anlatır ve yatma saati geldiğinde odasına kilitlenir. Sonrasında keşfettiği o delikten annesi ve Denizciyi seyreder. Başlarda kahraman gibi gördüğü denizciyi sonrasında babasının yerini alacak düşüncesiyle sevgisi nefrete dönüşür. Bu düşünceyi aklına koyanda arkadaş grubunun başındaki çete şefidir.
Zaman geçtikçe eve daha çok gelip kalan denizci Annesine evlenme teklifi edince işler değişir. Arkadaş çete grubu ile bir plan yaparak bu denizciyi ortadan kaldırmak ister. Bakalım bu plan işleyecek mi?
Yazarsan okuduğum ilk kitap ve beğenerek okudum. İlerleyen zamanda yazarın "Bereket denizi" adlı dörtlü seri kitaplarını da her ay biri olmak üzere arkadaşımla okuyacağım. Keyifli okumalarınız olsun dostlar.
Reader Follow Recommendations
KAYBOLAN -TARIK TUFAN
Yazardan okuduğum ilk kitap ve kalemine sevdim diyebilirim. Kitabın ismi gibi kendi içinde kaybolan bir karakteri anlatıyor ki zaman zaman bizde İçimizde kaybolmadık mi? Bu kayboluş hikayesini kimimiz çabuk atlatır ve kendi özünü bulurken, kimimiz de kaybolmaya devam ederiz. Belki de bu kopuş, kayboluştan çıkmak istemeyiz. Hayat öyle birşey ki arkanıza bir bakmışsınız bu zamana kadar yaşadığınız hayat koca bir boşluktan ibaret. Peki neden? İnsanların birbirleri için yaptığı fedakarlıklar, yapmacık hareketler, birileri mutlu olsun diye istemediğimiz çok şeyi yapma çabası, aman onun huzuru kaçmasın bunun mutluluğu bozulmasın... ya bizim? Herkes mutlu olsun diye biz neden yaralanıyoruz bu girdabın içinde kaybolup kendimizi bile bulamaz hale geliyoruz. Kitabı okurken çok düşünüyor insan, zamanında istemeden yapılan, bilinen gerçekler bir gün nasılda yüzümüze tokat gibi çarpıyor. Benim çarptı bende gözümün önünde duran bir çok şeyi görememişim, aslında görmek de istemedim diyebilirim boş bir hayatın içinde kimin ne yaptığının ne önemi vardı. Ama sonrasında bi kimilerinin en yakınlarından olduğunu öğrenince ki o duygu o derin boşluk bir çok hiçe dönüşte. Herkesten el ayak çeker oldum aynı kitapta kaybolan Hakan gibi. Artık daha kayıtsız, ilgisiz, alakasız ve ruhsuz biri oldum diyebilirim ve üzücü olanda bunların bize birilerinin yapması.
Sizde kaybolmaya hazırsanız Okuyun derim.
Kalemini çok sevdiğim yazarın hemen hemen külliyatını bitirmek üzereyim. Özellikle bayılarak gülerek aynı zamanda çok etkileyici ve hüzünlü kitapları #içkicumhuriyeti ve #irimemelervegenişkalçalar kitapları oldu. Keza #kızıldarıtarlaları kitabı da çok iyiydi. Bu kitabı öykü içerikliydi bayadır öykü kitabı da okumuyordum iyi geldi. Kitapta "Saydam Turp" adlı öyküsü için yazar "İnsanüstü bir yetenekle acıya katlanabilen ve insanüstü bir duyarlılığa sahip olan o kara tenli çocuk, bütün yazdıklarımın ruhunu simgeliyor." diyor ve gerçekten de etkileyici bir hikayeydi. Buna nazaran "Terk edilmiş bebek ve Altın sazan" öykülerini de çok beğendim. Sizde öykü severseniz araya bir mola isterseniz bu kitabı tercih edebilirsiniz.
Aslında nasıl başlayacağımı bilmiyorum, o kadar güzel bir kitap okudum ki bu derece iyi olacağını beklemiyordum diyebilirim. Kitapta polisiye var, mitoloji var, şamanizm yani dinler var, kurgu desen on numara. Ben kitapları çok övmem bilen bilir hele ki yeni yazar ve kitapları ama bu farklı. Yazarın iki kitabı var araştırdıģım kadarıyla bu kitap
Karakterimiz K. kitapta bahsedilen Şatonun yakınında bir köye gelir. Bu köyler Şatoya aittir. K. köye geldiğinde tüm gözler onun üstündedir nerden geldiği bile belli olmayan bu adam kendisini kadastrocu olarak tanıtır ve kimse tarafından umursanmaz.
Bazıları şatodan haber getirir mektuplaşılır ama bu şato gerçekmidir başında kim vardır bilinmez, hep bir muamma açıkta kalmış çok fazla olay vardır. Kitap genel olarak karamsarlık, evrak işleri, prosedürler, sistemin ağır işleyişi bir nevi insanların yobazlığını konu almıştır. İnsanoğlunun bir şekilde işleri kendi aleyhine nasıl kolayca ve her türlü hile ile çevirebildiği anlıyoruz.
Toplumun insanlar üzerindeki etkisini, toplumca hep hor görülen kişilerin birazda ötekileştirilerek nasıl yanlış yollar izlendiğinin ince ince mesajlarını barındırıyor kitap. Ağır bir okuma oldu benim için zaten #franzkafka ne kadar basit olabilirdi ki. Okumadığım bir çok eseri daha var onları da zamanla okuyacağım elbette. Sizlere keyifli ve düşündürücü bir okuma dilerim.
Kitap daha çok roman gibi değilde sanki kişisel gelişim tarzında buldum ama bu şimdiki kişisel gelişim kitapları gibi değil gerçek anlamda toplumun ve ülkenin gelişimi hakkında bir kitap. Bir bataklıktan zambak bahçesi yaratabilirmisiniz evet yaratabilirsiniz bunu bize çok güzel anlatan yazar zaman zaman gittiği Finlandiya'yı gözlemlediği
Kazuko bahçelerinde yılan yumurtaları bulup onların zehirli olacabileceğini düşünerek yumurtaları ateşe verir. Lakin sonradan öğrendiği ise o yılan yumurtalarının içindeki yavruların zehirli olmaması idir. Bunun üzerine lanetlendiğini düşünür. Annesinin hasta olmasını buna bağlar. Kazuko yirmidokuz yaşındadır ve kardeşinin madde bağımlılığı yüzünden ona sürekli yardım ettiği için eşinden boşanır ve ölü bir bebek doğurur. Sonrasında babasını kaybeder ve hasta annesi ile yaşam mücadelesi verir. Eskiden soylu olan bu aile zamanla eşyalarını satarak geçinmek zorunda kalır. Duygusal bir boşluk hisseden Kazuko kardeşinin yazar bir arkadaşı olan evli Uehara'nın metresi olmaya ve ondan çocuk doğurmaya niyet eder.
Yazardan okuduğum ilk kitap çok beğendim ve etkilendim karakterin kadın olması ve bir çok şeye göğüs germesi güçlü duruşu beni etkiledi. Yazar ayrıca kendi hayatını da kitapta bir nebzede olsa bize anlatmış. Çünkü yazar ailesi siyasetçi olmasını istediği halde karşı çıkarak yazar olmayı tercih etmiş. Hayatını uyuşturucu, kavgacı ve hep intihara meyilli biri olarak geçirmiş ve sonunda metresi ile birlikte intihar etmiş. Yazar genelde kitaplarında yalnızlığı, çöküşü, varoluşçuluğu anlatmayı yeğlemiş. Yazarın hayatıda beni ayrıca etkileyen konulardan biri. Kısa ama bir o kadar derin ve etkileyici bu kitabı okuyun derim.
Yazarın kalemine aşina olan biri olarak eski kitaplarını daha çok beğeniyorum. Hele o #kardeşiminhikayesi #serenad #huzursuzluk #mutluluk #leylaninevi favori kitaplarım diyebilirim. Bu kitap tarih ile harmanlanarak güzel bir zeka ile romana uyarlanmış. Yazarın tarzını bilene eminim çok cazip gelmemiştir. Ama tarih bilmiyorsak etkilenmemek mümkün değil diye düşünüyorum. Kitabı okurken gerçeklik payınında olması nedeni ile merakla okudum. Beni aman aman etkilemesede genel olarak iyi bir kitaptı diyebilir tabiyki detaylara inmezsek.
Sultan ll. Abdülhamid'in otuzüç yıllık bir saltanatın düşüşünü ve bu saltanatın
son verilmesinin üzerine gönderildiği Selânik sürgününü konu alan kitap ailesi ile birlikte hapis hayatının nasıl zorlu bir süreç olduğunu ve özellikle doktoru olan Tabip Yüzbaşı Atıf Hüseyin Bey ile aralarında geçen diyalogları konu alıyor.
Büyük bir özveri ile hazırlanmış bu kitap zaman zaman gerçeklikten uzaklaşmış, yumuşatılmış. Eski tarihi bilenler okurken bence çelişki yaşayarak kitabı sorgulamıştır diye düşünüyorum. Keşke kitap Sultan ll. Abdülhamid'in hayatını değilde sıradan başka bir kurgu ile hayali bir padişahı anlatsa idi o zaman çok daha başarılı olurdu. Yinede yazarı seviyorum ve okumaya devam ediyorum.
Sıradaki kitabınızı keyifle okuyun dostlar mutlu günler...
"Beni alıp tekrar karnına soksan bile koruyamazsın artık anne!"
İstanbul'da gazetecilik yapan İbrahim, bir gün gazetede okuduğu ölüm haberi ile sarsılır ve memleketi Mardin'e gider. Çünkü ölen kişi çocukluk arkadaşı Hüseyin'den başkası değildir. Cenazesine katıldığı Hüseyin'in Mardin de başlayıp Amerika da biten
Aslında konuya nereden başlayacağımı bilemeden şunları söylemek istiyorum. Konu kurgulanarak oluşturulsada öğreniyoruz ki gerçeklik payı o kadar büyük ki ve en acı yanı da bu. Eskiden cahillik mi diyeyim yoksa umursamazlık mı insan evladını engelli yada akıl hastalığı var diye hastaneye diye veya okul diye adlandırılan yere bırakıp gitmek ve hiç
YEŞİL PERİ GECESİ- AYFER TUNÇ
İlk kitap olan "Kapak kızı" Şebnem'in nasıl Kapak kızı olduğunu sarsıcı bir şekilde bize anlatıyor roman. Küçük bir kızın babasının trajedik şekilde kaza geçirmesi sonucu, kolunun birinin kopması ve yüzünün yarısının pekte eskisi gibi olmaması zamanla kendini alkole vermesi hayatını
Daha öncede "Ağır Emanet" isimli kitabını okuduğum yazarımız bu sefer gerçekten çok güzel bir roman ile gelmiş bizlere. Çünkü gerçek hayattan kurgulayarak yazdığı romanı okurken etkilendim. Gercek yaşam öykülerini çok severek okuduğum doğrudur buda onlardan biri oldu. Okuması gayet kolay akıcı, betimlemeler çok iyi yerli yerinde sizi okurken içine alacak bazen duygulandıracak bir roman. Yaşamla savaş, gerçekten anlamda hayatta kalmak için savaş okumak istiyorsanız bence bu kitaba bir şans vermelisiniz. Güçlü kadınları seviyorum, mücadeleci Seçil de onlardan biri. Gururlu hemde çok gururlu bende hayatımda gururum yüzünden bazı fırsatları güzellikleri kaçırdım ama kaderde varsa dönüp dolaşıp yine bizi bir şekilde buluyor aynı Seçil gibi...
Seçil'e daha küçük yaşlarda hayat yüzüne tokatı atmış. Alkolik ve şiddet uygulayan bir baba, okulu bıraktırıp çalışmaya zorluyor tabi Seçil iş bulup çalışınca kendi çalışmayı bırakıp kızının parasını yiyiyor. Ayrıca sadece para için kızını küçük yaşta zengin bir koca ile evlendirmek istiyor. Bunları birçok kadın yaşadı ama hepsi boyun eğmedi tıpkı Seçil gibi...
Seçil'in hayatını baştan sona okurken etkisi altında kalacağınızdan eminim. O yüzden bir an önce mutlaka okuyun derim. Keyifli okumalar dostlar...
🪴Dış dünyadan bir haber olan babalarının ve annelerinin herkesten uzak tuttuğu üç genç kız kardeş. Herşey den mikrop kaptıklarını sanan kendilerini sürekli dezenfekte eden bu kızlar erkeklerden uzak tutuluyor. Bu dünyada kız çocuğu yetiştirmek baya önlemler alınarak yapılması gerektiğine inanan bir aile. Kızlar bu aileden sadece korku öğrenmiştir ve sevgisiz büyümüşlerdir.
🪴 Kitabi okurken bir zamanlar gündemde olan belkide hala öyle bilmiyorum "Camdaki kız" dizisindeki baş karakteri kızın yaşadıklarını düşünmeden edemedim. Diziyi izlemedim duyduklarım ve denk geldiğim kadarıyla bilgim var ama yazarın da gerçek bir hikaye yazdığını bildiğim için hala böyle insanlar varmi diye düşünmeden edemedim. Kızları namus olarak gören bir toplum erkekler yaparsa yapar elinin kiri dendiği bir toplum hala ilerleyemedik ve bu çok zor görünüyor. Siz erkek çocuklarınıza iyi bir evlat saygı sevgi mahremiyet öğretmedikçe kızlarımız güvende değil malesef. Bunu genelleme yapmak istemiyorum artık kızı da bir erkeği de nereye gidiyoruz bilmiyorum kızlarımız erkeklerden fazla olmuş şaşkınlıkla izliyorum.
🪴Neyse nerden nereye geldik. Yazarın ilk kitabi olmasına rağmen 2018 de en ses getiren kitaplardan biri olmuş ve Booker Ödülü'ne aday gösterilmiş yani dünyanın en saygın edebiyat ödül adayı. Okumak için bile gayet açık bir neden de diyebiliriz. Bence #sophıemackıntosh 'un kalemi ile tanışın derim.
#distopya #ıssızada #kadın #aile #şiddet #ebeveyn #arzu #erkekegemen #kadınaşiddet
